22. Hukuk Dairesi 2019/7270 E. , 2019/20346 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Davacı vekili, müvekkili işçinin alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 10.09.2015 tarihli 2015/18804 esas 2015/24798 karar sayılı ilamıyla kıdem tazminatı alacağı yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddinin gerektiği, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti bakımından ise belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunduğundan işin esasına girilip karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemenin 10.03.2016 tarihli kararıyla, kıdem tazminatı alacağı yönünden bozma kararına karşı direnilmesine karar verilmiştir.Direnme kararı, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.07.2019 tarihli 2016/22-1548 esas 2019/865 karar sayılı kararıyla, fark kıdem tazminatı toplam tutarının karar tarihi itibarıyla geçerli olan temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğundan temyiz yasa yoluna gidilmesinin miktar itibarıyla mümkün olmadığına ve davacı temyiz talebi yönünden Dairemizin bozma ilamında açıklanan bozma nedenine göre davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.07.2019 tarihli kararıyla, dava dosyasının Dairemize gönderilmesi üzerine, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davalı temyiz başvurusu yönünden;
Bozmadan sonra tesis edilen mahkeme kararında, temyiz kesinlik sınırının belirlenmesinde, bozma kararı kapsamı dışında kalan alacaklara dair hüküm kısmının dikkate alınmaması gereklidir. Şu halde, dosya içeriğine göre, Dairemizin 10.09.2015 tarihli bozma kararı kapsamında bulunan fark kıdem tazminatı ve fazla mesai alacakları bakımından hüküm altına alınan toplam miktarın karar tarihi itibari ile temyiz kesinlik sınırı olan 2.190,00 TL kapsamında kaldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz isteminin, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun"un 427, 432 maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davacı temyiz başvusu yönünden ;Somut olayda, davacı dava ve ıslah dilekçesiyle 642,08 TL kıdem tazminatı, 612,61 TL fazla mesai ücreti 561,93 TL hafta tatili ücreti, 107,55 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı talep etmiş olduğundan taleplerinin toplam tutarı 1.924,17 TL olmaktadır. Mahkemece 547,84 bakiye kıdem tazminatı alacağı, 177,27 TL fazla çalışma ücreti alacağının kabulüne karar verilmiş sair alacak talepleri rededilmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince “Hükmedilen ücret kabul veya reddedilen ücreti geçemeyeceğinden” davalı vekili lehine 1.209,06 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur. Bu husus bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/8. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 370/2. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ:Temyiz konusu kararın hükmünde yer alan 8.fıkrasındaki; “Davalı, dava ve duruşmada kendini vekille temsil ettirdiğinden; davanın esastan ve usûlden reddedilen kısımları nazara alınarak, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.209,06 TL nispi vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ” fıkranın hükümden çıkartılarak yerine aynı fıkra olarak “Davalı, dava ve duruşmada kendini vekille temsil ettirdiğinden; davanın esastan ve usûlden reddedilen kısımları nazara alınarak, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.199,06 TL nispi vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” fıkrasının eklenilmesine hükmün bu şekilde DÜZELTEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcınının istek halinde ilgililere iadesine 05.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.