Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2429
Karar No: 2018/6071
Karar Tarihi: 22.03.2018

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2018/2429 Esas 2018/6071 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2018/2429 E.  ,  2018/6071 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    YARGITAY KARARI

    A) Davacı isteminin özeti:
    Davacı vekili, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
    B)Davalı cevabının özeti:
    Davalı vekili, zamanaşımının gerçekleştiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Mahkeme tarafından 27/09/2012 tarihli kabule dair hüküm Yargıtay 9. Hukuk Dairesi"nin 18/11/2014 tarihli kararı ile diğer itirazların reddine, fazla mesai yönünden okulların kapalı olduğu dönemler tespit edilerek dışlanması ve mesainin bu şekilde hesaplanması gerektiğinden bahisle bozulmuş; bozmaya uyularak alınan rapor doğrultusunda 21/12/2016 tarihli hüküm ile kısmen kabule karar verilmiş; sehven davalıdan tahsiline ibaresi yazıldığından verilen hüküm Yargıtay 9. Hukuk Dairesi"nin 27/04/2017 tarihli kararı ile davalıların sorumluluk dayanağının belirtilmesi nedenleriyle bozulduğu, bozmaya uyulduğu, davacının ilk bozma sonrası kesinleşen durumuna göre; 2005-2010 yıllarında davalı okulda çalıştığı anlaşıldığı, davacının işyeri, davalı bakanlığa bağlı tüzel kişiliği bulunmayan diğer davalı ilköğretim okulu olup; emir ve talimatların okul idaresinden aldığı, ücretini, diğer sosyal haklarını okul bünyesinde oluşturulan birlikten karşılandığı ancak genel olarak diğer davalı bakanlık esasları çerçevesinde kuruluş ve faaliyetini gerçekleştirip; davacı işçinin bu kapsamda istihdam edildiği anlaşılmakla; davalıların işveren sıfatlarının ayrı ayrı mevcut olup, müteselsil sorumlu oldukları kanaatine varıldığı, davalı istifa suretiyle işten ayrıldığını ileri sürmüş ise de; uyulmasına karar verilen bozma içeriklerine, tanık anlatımlarına, davacı lehine oluşmuş usuli kazanılmış haklara, nedensiz terk olgusunun ortaya konulamamış oluşuna göre iş akdinin, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacak şekilde sona erdiğinin kabulü gerektiği, fazla mesai işçi, ücretlerin ödendiğini ise işveren tarafından ispatı gerektiği, davalı tarafça ileri sürülen ibraname içeriği ise; hak ve alacaklarından feragat sonucunu doğurur ve ödemeyi gösterir mahiyette bulunmadığı, bozma kapsamına göre; davacının bakiye ücret ve izin alacağının mevcut olduğu, tatil günlerinde çalıştığı sabit görüldüğü anlaşılmış olup; fazla mesai yönünden bakiye fazla mesaisinin mevcut olduğu kanaatine varılmış ise de; okulun tatil olduğu dönemlerindeki mesai istemi yöntemine uygun ispat edilemediğinden son bilirkişi raporu doğrultusunda davanın bu nedenlerle kabulüne dair hüküm kurulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    D)Temyiz:
    Karar süresi içinde davalı Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    E)Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı Bakanlık"ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- 6100 sayılı HMK.’un 114/d maddesi uyarınca arafın, taraf ve dava ehliyetine sahip olması dava şartıdır. Bu şart olumlu giderilebilir dava şartıdır. Aynı kanunun 115. maddesi uyarınca süre verilerek tamamlatılması gerekir.
    İş sözleşmesi gereği işçiyi çalıştırma şart olduğundan, isçiyi çalıştıran herkes 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun anlamında işveren sayılmaktadır. Dolayısı ile feshin geçersizliği ve işe iade davasında aleyhine dava açılan ve davalı konumunda olan işveren, davacı işçiyi çalıştıran işverendir. Açılacak her dava, işveren olan kişi aleyhine açılmalıdır. İşverenin gerçek veya tüzel kişi olması mümkündür. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde "İşyerinde işveren adına hareket eden ve işin ve işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı muamele ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur. Bu anlamda işveren adına hareket eden ve bu anlamda emrindeki işçinin iş sözleşmesini fesheden işveren vekilinin, bu işlemine karşı işveren taraf gösterilerek feshin geçersizliği isteminde bulunmak gerekir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 49 ve 50. maddelerinde; tüzel kişilerin, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla fiil ehliyetini kazanacakları ve iradelerini bu organları aracılığıyla açıklayacakları, aynı şekilde HUMK"nun 39. (HMK.52) maddesine göre ehliyeti haiz olan tüzel kişilerin yasal organları ile hareket edecekleri hüküm altına alınmıştır.
    Organlar, hukukî işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar. Tüzel kişinin, fonksiyonlarını, kanuna veya tüzel kişinin ana sözleşmesine göre, bağımsız olarak yerine getirmek üzere seçilen veya atanan ya da kendisine bu fonksiyonları bağımsız olarak yerine getirmek üzere fiilen ve dışarıdan belli olacak şekilde yetki verilen kişi ya da kişi gruplarına organ adı verilir. Organlar, hükmi şahsın iradesini açıklarlar, tüzel kişiyi içeride yönetir, dışa karşı da temsil ederler. Tüzelkişinin organından söz edebilmek için onun mutlaka tüzel kişinin irade ve karar organı olması zorunlu değildir. Onun içindir ki, genel kurul, yönetim kurulu yanında çeşitli yöneticiler tüzel kişinin organı olarak değerlendirilebilir. Bu kapsamda, genel olarak dış ilişkilerde, bazı kimselerin tüzel kişinin hukuki muamelelerine katılması öngörülmüşse, bu kimseler de tüzel kişinin organı sayılırlar.” (HGK. 2004/21-406 E, 2004/434 K).
    Kamu tüzel kişileri, görevleri bakımından kamu otoritesini temsil eden tüzel kişiler olup; kanunla ya da kanunun verdiği yetkiye dayanılarak idare tasarrufu ile kurulur (Anayasa md. 123; MK. 52). Taraf ehliyetine de kamu tüzel kişileri sahiptir.
    Devlet tüzel kişiliğine bağlı ve ayrı tüzel kişiliği bulunmayan kuruluşların ise, taraf ehliyeti yoktur; bunların işlemleri ile ilgili davaların bağlı bulundukları tüzel kişiliğe karşı açılmaları gerekir. Bağlı bulunun kuruluşun 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi anlamına işveren sıfatına haiz olması, bağlı bulunduğu tüzel kişiliğin taraf sıfatını ve işverenlik sıfatını ortadan kaldırmaz. Zira bu kuruluş, tüzel kişiliğin bir organıdır.
    Mahkeme kararında 2 numaralı davalı olarak gösterilen Okul Aile Birliğinin taraf sıfatı yoktur. Dosyanın davalısı ... olup hükmün sadece davalı ... aleyhine kurulması ve işveren sıfatı olan ancak dava ehliyeti olmayan Okul Aile Birliği hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken tüzel kişiliği olmayan Okul Aile Birliği ile birlikte onu temsil eden ... hakkında müştereken ve müteselsilin tahsil şeklinde, birden fazla davalı varmış gibi hüküm oluşturulması hatalıdır.
    3-Esas alınan bilirkişi raporunda ücret, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarından sadece vergi ve damga pulu kesintisi yapılmıştır. Bahsolunan alacakların net miktarlarının hesaplanmasında gelir vergisi ve damga vergisi yanında sigorta priminin ve işsizlik priminin de düşülmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizdir.
    F)SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 22/03/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi