1. Hukuk Dairesi 2019/1030 E. , 2019/2129 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan ..."in 2159 parsel sayılı taşınmazdaki 8.327,34 m2"lik yeri mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı kızı ..."e satış suretiyle temlik ettiğini, ..."in de davalı ..."e yine satış suretiyle devrettiğini, ..."in taşınmazı hiç kullanmadığını, mirasbırakan ..."in taşınmazdaki 4.239,38 m2"lik yeri muvazaalı olarak davalı torunu ..."a satış suretiyle devrettiğini mirasbırakan ... öldüğünde hesabında 40.000 TL olduğunu, davalı ..."ın 20.000 TL"sini aldığını, kalan 20.000 TL"den de veraset ilamındaki payı oranında 6.500 TL aldığını ileri sürerek davalılar adına kayıtlı tapunun iptali ile miraspayları oranında adlarına tesciline, davalı ... tarafından alınan 20.000 TL"nin payları oranında tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ..., mirasbırakan ..."den 27/160 payı satın aldığını, davalı ..."in kredi temin edebilmesi için taşınmazı devrettiğini, davalı ..., mirasbırakan ... ile Halkbankası"nda açılan ortak hesaba 40.000 TL yatırdıklarını, 20.000 TL"sinin kendisine ait olduğunu davalı ..., taşınmazı bedel ödemeden aldığını, davacıların mirasbırakanla ilişkilerinin iyi olmadığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ..., davalı ... ile aralarında gerçek bir satış olmadığını, tarımsal kredi kullanabilmek için taşınmazı satın almış gibi gösterdiklerini belirtmiştir.
Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mirasbırakan ..."nin 23.07.2010 tarihinde, mirasbırakan Kadir"in 16.06.2013 tarihinde öldükleri, geriye davalı kızları ...ve ... ile kendilerinden önce ölen kızları Meliha"dan olma davacılar ..., ... ve ..."un kaldıkları, davalı ..."un davalı ..."nın kızı olduğu, mirasbırakan ..."in 2159 parseldeki 76/160 payından 27/160 payını, 03.03.2006 tarihinde 3.000 TL bedelle davalı kızı ..."e satış suretiyle temlik ettiği, ..."in 28/160 payı dava dışı ..."den 05.02.2007 tarihinde satın aldığı ve toplamda 55/160 paya sahip olduğu, 55/160 payını 22.12.2009 tarihinde 8.000 TL bedelle davalı ..."a satış suretiyle devrettiği mirasbırakan ..."in 28/160 payının tamamını 23.05.2012 tarihinde 11.100 TL bedelle davalı ..."a satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir.
HMK"nın 26. Maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır" hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Somut olaya gelince mirasbırakan ..."nin temlik ettiği 27/160 pay üzerinden davacılar miraspayları oranında istekte bulundukları halde mahkemece istek aşılmak ve mirasbırakandan gelmeyen davalı ..."nın 3. kişiden edindiği 28/160 pay da dahil edilmek suretiyle tüm mirasçılar adına tescile karar verilmiştir. Ayrıca Hakim doğru sicil oluşturmakla yükümlü olup, hükmü miraspaylarını da göstermek suretiyle infaza elverişli biçimde kurması gerekirken; infaza elverişli olmayacak biçimde m2 üzerinden hüküm kurulmuştur.
Hâl böyle olunca, davacıların payları oranında istekte bulundukları gözetilerek mirasbırakanın temlik ettiği 27/160 pay üzerinden yukarıdaki ilkeler uyarınca hüküm kurulması gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı ..."nın bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.