Esas No: 2017/1320
Karar No: 2022/2392
Karar Tarihi: 01.06.2022
Danıştay 13. Daire 2017/1320 Esas 2022/2392 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Danıştay 13. Dairesi, davacı şirketin idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açtığı davada, İdare Mahkemesi'nin davayı reddetmesini temyiz eden davacının iddialarını kabul ederek kararı bozdu. Ticaret sicil kaydının terk edilmesiyle birlikte şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiği dikkate alındığında, bu tarihten sonra açılan davada, davacı şirketin taraf ehliyeti bulunup bulunmadığı hususu araştırılması gerekirken, işin esası hakkında karar veren Mahkeme kararında usule uygunluk bulunmamaktadır. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi, 14. maddesi, 15. maddesi, 31. maddesi, 49. maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 50. maddesi, 51. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 47. maddesi, 48. maddesi, 49. maddesi, 50. maddesi, 55. maddesi; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 124. maddesi, 125. maddesi, 126. maddesi, 588. maddesi
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/1320
Karar No:2022/2392
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...Petrol Nakliye İnşaat Gıda Lokantacılık Sanayi
veTicaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Müdürlüğü - ...
İSTEMİN KONUSU : ...İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine ...İdare Mahkemesi'nce, kararın itiraz edilmemiş sayılması yolunda verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu uyarınca uygulanan idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ...tarih ve ...ana takip numaralı 134.400,00-TL bedelli ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan idari para cezasına ilişkin ...tarih ve ...sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 06/11/2012 tarih ve E: 2011/7, K:2012/2745 sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nca söz konusu kararın onandığı; bu durumda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55. maddesi anlamında ödeme emrine karşı böyle bir borcun olmadığı, kısmen ödendiği veya borcun zamanaşımına uğradığı iddialarını karşılayacak bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından, süresi içerisinde ödenmediği için kesinleşen idari para cezasının tahsiline yönelik düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Anılan karar davacı tarafından temyiz edilmiş ve aynı Mahkeme'nin ...tarih ve Temyiz No:...sayılı kararıyla; davacının posta giderini ödemediğinin anlaşılması üzerine 02/05/2016 tarihli yazıyla, posta gideri eksikliğinin 15 (on beş) gün içinde giderilmesi, aksi takdirde temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılacağı hususunun davacı vekiline bildirildiği, anılan yazının davacı vekiline 07/06/2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen söz konusu eksikliğin süresi içerisinde tamamlanmadığı gerekçesiyle, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, borca yeter mal varlığı bulunup bulunmadığı araştırılmadan ödeme emri düzenlendiği, ödeme emrinin mükerrer olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, ödeme emrinin davacı şirket adına düzenlendiği, şirketin ortağına ve müdürünün ikametgâh adresine tebliğ edildiği, mükerrer ödeme emri düzenlenmediği, farklı idari para cezalarının söz konusu olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra; davacının 14/06/2016 tarihinde posta havalesi ile mahkeme adı ve dosya esas numarasını belirterek 60,00-TL posta ücretini süresi içerisinde yatırdığı, böylece davacının posta ücreti eksikliğini tamamladığı anlaşıldığından, İdare Mahkemesi'nin "kararın temyiz edilmemiş sayılması" yolundaki ...tarih ve Temyiz No:...sayılı kararı kaldırılarak temyiz isteminin esastan incelenmesine geçildi, gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ''iptal davaları'', idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış; 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde, dava dilekçelerinin ''ehliyet'' yönünden inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de 14. maddenin 3. fıkrasının (c) bendinde yazılı hususta kanuna aykırılık görülürse davanın reddedileceği kurala bağlanmıştır.
Maddede sözü edilen ''ehliyet'' kavramının, iptal davası açılabilmesinin idari yargılama usulü bakımından özel bir koşulu olan ''subjektif ehliyeti'' kapsadığı gibi, genel dava açma ehliyetini, diğer bir anlatımla ''fiil ehliyeti'' ya da ''objektif ehliyeti'' de kapsadığında duraksama bulunmamaktadır.
2577 sayılı Kanun'un 31. maddesinin 1. fıkrasında, ehliyetle ilgili olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili düzenlemelerine göndermede bulunulmuş ve sözü edilen Kanun'un 50. maddesinde, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı; aynı Kanun'un 51. maddesinde de, dava ehliyetinin, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği kurala bağlanmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 47. maddesinde, başlı başına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi topluluklarının ve belli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal topluluklarının kendileriyle ilgili özel hükümler uyarınca tüzel kişilik kazanacağı; 48. maddesinde, tüzel kişilerin, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insanlara özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehil olacağı; 49. maddesinde, tüzel kişilerin, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla fiil ehliyetini kazanacağı; 50. maddesinde, tüzel kişilerin iradesinin organları aracılığıyla açıklanacağı, organların hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokabileceği; 55. maddesinde ise, kamu tüzel kişileri ile ticaret şirketleri hakkındaki kanun hükümlerinin saklı olduğu kurala bağlanmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 124. maddesinde, ticaret şirketlerinin; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibaret olduğu; 125. maddesinde, ticaret şirketlerinin tüzel kişiliği haiz olduğu, ticaret şirketlerinin Türk Medeni Kanunu'nun 48. maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabileceği ve borçları üstlenebileceği; 126. maddesinde, her şirket türüne özgü hükümler saklı kalmak kaydıyla Türk Medeni Kanunu'nun tüzel kişilere ilişkin genel hükümlerinin ticaret şirketleri hakkında da uygulanacağı; 588. maddesinde, limited şirketin, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanacağı; 31. maddesinin 1. fıkrasında ise, tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliğin de tescil olunacağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, 06/01/2014 tarih ve 8479 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nin 1639. sayfasında, 31/12/2012 tarihinde şirketin tasfiye hâline sokulan şirketin tasfiyesinin sona erdirilerek feshine karar verildiği ve 27/12/2013 tarihinde de terkinin ilan edildiği bilgisine yer verildiği, ...Noterliği'nce düzenlenen ...tarih ve ...yevmiye no'lu vekâletnameyle davacı şirketi temsilen ...tarafından Av. ...'ın vekil tayin edildiği, bakılan davanın ise vekil tarafından 18/05/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, ticaret sicil kaydının terkiniyle birlikte tüzel kişiliğin sona ereceği dikkate alındığında, bu tarihten sonra açılan davada, davacı şirketin taraf ehliyeti bulunup bulunmadığı hususu araştırılması gerekirken, işin esası hakkında karar veren Mahkeme kararında usule uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca, ...İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.