Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/310
Karar No: 2017/609

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/310 Esas 2017/609 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/310 E.  ,  2017/609 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... beldesi, ... mevkisinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne; fen bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen 406.06 m², (A3) harfi ile gösterilen 3514.30 m², (B2) harfi ile gösterilen 246.57 m² ve (D) harfi ile gösterilen 2055.20 m² yüzölçümlü taşınmazların davacı gerçek kişi adına tapuya tesciline; aynı krokide (A1) harfi ile gösterilen 696 m², (A2) harfi ile gösterilen 1975.02 m² ve (B1) harfi ile gösterilen 1028.04 m² yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerine yönelik davanın reddi ile bu bölümlerin ... niteliğinde ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalı ... vekili tarafından kişi adına tescile karar verilen bölümler yönünden temyizi üzerine dairenin 13/12/2012 gün ve 2012/10535-14384 sayılı ilamında belirtilen nedenlerle kişi adına tescile karar verilen (C) harfi ile gösterilen 406.06m², (A3) harfi ile gösterilen 3514.30 m², (B2) harfi ile gösterilen 246.57 m² ve (D) harfi ile gösterilen 2055.20 m² bölümler yönünden yeniden araştırma ve uygulamaya yönelik olarak bozulmuştur.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne; fen bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen 406.06 m², (A3) harfi ile gösterilen 3514.30 m², (B2) harfi ile gösterilen 246.57 m² ve (D) harfi ile gösterilen 2055.20 m² yüzölçümlü taşınmazların davacı gerçek kişi adına tapuya tesciline; aynı krokide (A1) harfi ile gösterilen 696 m², (A2) harfi ile gösterilen 1975.02 m² ve (B1) harfi ile gösterilen 1028.04 m² yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerine yönelik davanın reddi ile bu bölümlerin ... niteliğinde ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi kadastrosu işlemi 1981 yılında yapılmış ve 28/08/1981 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Ayrıca yörede 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca Ören mahallesinin tamamında yenileme çalışması yapılmış uygulama 27.01.2015 tarihinde kesinleşmiştir.
    Bu yerde ilk kez 1965 yılında yapılarak kesinleşen ... kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1978 yılında 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde; 1986 yılında ise 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması ile herhangi bir nedenle ... sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosu yapılmış, bu çalışmalar da kesinleşmiştir.
    Davalı ... vekili tarafından davacı adına tescile karar verilen bölümlere yönelik olarak 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddesinde aranan imar ihya koşulları davacı yararına oluşmadığı gerekçesiyle kararın bozulması istemiyle temyiz edilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktun sonra çekişmeli taşınmazın temyize konu (C), (A3), (B2) ve (D) ile gösterilen bölümlerinin zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu ve davacı yararına toprak kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
    Şöyle ki; Dairenin 15.02.2016 gün ve 2015/5342 - 2016/1691 sayılı iade kararı sonucu alınan fen ve ... bilirkişinin düzenlediği 06/12/2016 tarihli ek raporlarında;
    Dava konusu taşınmazın 1974 tarihli hava fotoğrafında çevresiyle birlikte mülkiyet sınırlarının belirgin olduğunu ve beyaz renkli açıklık alan olarak göründüğünü ancak tescile konu bölümlerin mülkiyet sınırı ile uyumsuz olduğunu, 1977 tarihli memleket haritasında mülkiyet sınırlarının belirgin olduğunu ancak dava konusu ve etraf taşınmazların tescile konu bölümlerinin kumluk dere kenarı saha olarak görünmekte olduğunu, 1996 tarihli memleket haritasında mülkiyet sınırlarının belirgin olduğunu ancak (D) harfi ile gösterilen yerin kısmen kumluk dere kenarı saha olarak diğer (C), (A3), (B2) ile gösterilen bölümlerin ise 1977 tarihli fotogrametrik kadastro haritasında yol kenarı şev sahası kısmen açıklık olduğu, 2009 tarihli ortofoto haritasında ise mülkiyet sınırlarının belirgin olduğunu ancak (B2) ile gösterilen bölümün tamamen dere yatağında (A3) ile gösterilen yer kısmen dere yatağında kısmen ağaçlık ve (D) harfi ile gösterilen bölümün ağaçsız tarla görünümünde olduğu belirtilmiştir.
    Ayrıca; dava konusu taşınmazların bulunduğu Ören mahallesinde 3402 sayılı Kanunun 22/2-a uygulamasına tâbi tutulduğunu ve 27.01.2015 tarihinde kesinleştiği yapılan uygulamada tescile konu (C) ve (A3) ile gösterilen yerlerle sınırdaş olan 183 ada 1 (eski 1303 ) parselin (M1) ile gösterilen 163.90 m²"lik bölümü, (A3) nolu saha ile m² ile gösterilen 47.11 m² lik bölümü, (C) ile gösterilen saha ile mükerrerlik oluşturmakta olduğu bildirilmiştir.
    Bu durumda, alınan ek raporda belirtilen hususlar dikkate alındığında mahkemece verilen tescil kararı rapora aykırı düşmektedir. Bilirkişi raporu ile çelişen doğrultuda hüküm kurulamaz.
    Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında bir ... yüksek mühendisi, bir jeolog bir tarım uzmanı ve fen bilirkişi ile yerel bilirkişiler eşliğinde yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi yanında varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği, sel basması nedeniyle zilyetliğin kesintiye uğrayıp uğramadığı, bu durumun ne kadar sürdüğü, en son olarak taşınmazda taşkın yaşanmasının üzerinden ne kadar süre geçtiği gibi hususlar sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınmalıdır. Jeolog bilirkişi, tarım uzmanı ziraat mühendisi ve fen bilirkişisine ortak rapor düzenlettirilerek taşınmazın (C), (A3), (B2) ve (D) harfli bölümlerinin ayrı ayrı önceden ya da halen aktif dere yatağı olup olmadığı, taşkın tehdidi altında bulunup bulunmadığı, toprak yapısı, bitki örtüsü ve eğim durumu itibarıyla ekonomik amacına uygun zilyetliğin sürdürülüp sürdürülemeyeceği, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi gibi hususlarının ayrıntılı ve açık bir şekilde açıklattırılması, özellikle dairece iade kararı sonucu aldırtılan 06/12/2016 tarihli ek rapordaki veriler ile 1977 ve 1996 tarihli memleket haritasının dayanağı olan hava fotoğrafları ile 2009 tarihli ortofoto haritası uygulanarak taşınmazların konumunu hava fotoğraflarında ve ortofoto haritası üzerinde gösterecekleri ve taşınmazın niteliği ile kullanım durumu ve tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı konularında bilirkişilerden açıklamalı rapor alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekmektedir.
    Dava konusu taşınmaz ... ili, ... ilçesi, ... beldesi hudutları içerisinde kalmaktadır ve eldeki dava Medenî Kanunun 713. maddesine göre zilyetliğe dayalı olarak açılmış tescil istemidir.
    06.12.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi ile; büyükşehir statüsündeki illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde
    ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında 1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesinin taraf olacağı belirtilmektedir.
    Somut olayda; çekişmeli taşınmaz ... ili, ... ilçesi, ... beldesinde bulunmakta olup; davacı, dava dilekçesi ile her ne kadar davasını yasal hasımlara yöneltmiş ise de ilgili hükümleri 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/2. maddesi ile ... Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülkî sınırları olarak genişletilmiş; bu sınırlar içinde kalan köy ve beldelerin tüzel kişilikleri sona ererek bağlı bulundukları ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmışlardır. Bu nedenle, büyükşehir sınırları içinde yer alan davalı köyün tüzel kişiliği yargılama sırasında sona ermiş olup, aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası uyarınca, yerine, bağlı bulunduğu ... İlçe Belediye Başkanlığı geçmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece; 5216 sayılı Kanun hükümleri ve 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, davalı köyün bağlı bulunduğu ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ... Belediye Başkanlığının davaya katılımları sağlanarak taraf teşkili sağlanmalı, delilleri toplanmalı, ondan sonra, davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, taraf teşkili sağlanmadan ve bilirkişi raporu ile çelişir şekilde yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 30/01/2017 günü oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi