21. Hukuk Dairesi 2016/316 E. , 2017/4058 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 25.07.2006- 23.04.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz çalıştığının tespiti ile ödenmeyen sigorta primlerinin ödenmesi stemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı iş yerinde 21/10/2008 ile 23/04/2014 tarihleri arasında 1982 gün çalışmış olduğunun tespitine, primi esas kazanç olarakda 15/07/2015 havale tarihli bilirkişi raporunun kararımızın eki sayılmasına karar verilmişse de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının ihtilaflı dönemde sigortalı çalışmasının olmadığı, davalı işyerinin tescil kaydı ile 506 sayılı Yasa kapsamında olduğu tarihlerin sorulmadığı, dönem bordrolarının istenmediği, dinlenen davacı ve davalı tanıklarının çelişkili beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Somut olayda, işyeri tescil bilgileri istenmeden, yeteri kadar bordro ve komşu işyeri tanığı dinlenmeden çelişkili ve hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmayan tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulduğu, böylece çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davalı işyerine ait tescil belgelerini ve ihtilaf konusu dönemi kapsayan dönem bordrolarını davalı kurumdan istemek, davalı işyerinin 506 sayılı kanun kapsamına alınma tarihlerini davalı kurumdan sormak, bordro tanıklarını dinlemek, bordo tanıklarının beyanları ile yetinilmediği takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ...ye iadesine
16.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.