Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1683
Karar No: 2019/9052
Karar Tarihi: 12.11.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/1683 Esas 2019/9052 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/1683 E.  ,  2019/9052 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; elektrik abonesi olduğu davalı şirketin ilgili mevzuata aykırı olarak kayıp-kaçak bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 33.474,25 TL"nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini tallep etmiştir.
    Davalı, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen 20/01/2014 tarihli karar, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 16/12/2014 tarihli ve 2014/8220 Esas 2014/16636 karar sayılı ilamıyla; kayıp-kaçak bedelinin elektrik abonelerinden tahsil edilemeyeceği benimsenip davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne dair verilen 15/10/2015 tarihli karar, davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 09/03/2017 tarihli ve 2016/9204 E. 2017/2868 K. sayılı ilamıyla; karar tarihinden sonra yürürlüğe giren ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17, geçici 19 ile 20. maddelerinin somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi için bozulmuştur.
    Mahkemece; uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırmaya göre; davacı tarafından dava konusu yapılan miktarın doğru hesaplandığı, faturaların EPDK"nın belirlediği kriterlere uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine (davacı tarafından karşılanan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, AAÜT gereğince hesaplanan 4.016,91 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine) karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Dava, elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
    Mahkemece; Dairemizin 09/03/2017 tarihli bozma ilamında belirtilen, 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 21 ve 26 ncı maddeleri ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na eklenen geçici 19 ve 20"nci maddeleri değerlendirilerek karar tesis edilmiştir.
    Bu aşamada, davanın konusuz kalması hakkında genel açıklama yapılmasında yarar görülmüştür.
    İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır (28/11/1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK). Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.
    Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Bu durumda, mahkemenin, bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesi gerekmektedir.
    Yapılan bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık değerlendirildiğinde; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır.
    Bu noktada, mahkemece; HMK"nın 331 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, konusuz kalan dava hakkında yargılamaya devam edilerek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğu tesbiti ve o tarafın yargılama giderlerine (bu bağlamda vekalet ücretine de) mahkum edilmesi gerekir.
    Eldeki davada; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir.
    Hal böyle olunca, mahkemece; yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişiklikleri nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (1), (3) ve (4) nolu bentlerinin çıkartılarak yerlerine sırasıyla;
    “1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,”,
    “3-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,”,
    “4- Davacı tarafından karşılanan 880,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,”
    Bendlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi