4. Hukuk Dairesi 2016/11508 E. , 2017/3126 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki haksız eylem nedeniyle maddi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 15/03/2016 gün ve 2015/15813 - 2016/3380 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde birleşen dava davalısı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Asıl ve birleşen dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davada davalılardan aleyhine açılan davanın reddine, aleyhine açılan dava ile ... aleyhine açılan birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; davacı, asıl davada davalılardan ve birleşen davada davalı ... tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmış; birleşen dava davalısı ...’nın karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden ele alınıp incelenmiştir.
Davacı, asıl ve birleşen davada davalılar tarafından yaya yolunda yapılan kaldırım çalışmaları esnasında şirketlerine ait aydınlatma kablolarına hasar verildiği belirterek, zararın giderilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece asıl davada davalılardan ve birleşen davada davalı ...’nın zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle anılan davalılar yönünden asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava, Ankara mücavir alanlarında bordör ve tretuvar döşeme işinin Başkanlığı tarafından sözleşme ile davalı verilmesi ve bu çalışma sırasında davacı kablolarının hasar görmesi ile ilgili tazminat davasıdır.
Birleşen davada davalı ... bir kamu tüzel kişisidir. İşlem ve eylemleri kural olarak kamusal nitelik taşır. Tazminat istemine konu olayın kamu hizmetinin görüldüğü bir sırada doğduğu ve hizmet ile ilgili bulunduğu kabul
edilmelidir. İdarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı, İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince idareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev hususu kamu düzeninden olup davanın her aşamasında kendiliğinden göz önüne alınır. Birleşen davada davalı ... yönünden idari yargının görevli olması nedeniyle, yargı yolu bakımından davanın usulden reddi gerekirken, adı geçen davalı yönünden esastan karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda, birleşen davada davalı ...’nın karar düzeltme istemi kabul edilmeli, Dairemizin 15/03/2016 gün ve 2015/15813 esas, 2016/3380 karar sayılı onama kararı kaldırılarak, gösterilen nedenle de bozma yapılmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440-442. maddeleri gereğince birleşen davada davalı ...’nın karar düzeltme isteminin kabulüne; Dairemizin 15/03/2016 gün ve 2015/15813 esas, 2016/3380 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına; kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve tashihi karar talep eden davalı ... Başkanlığından önceki onama kararımızla alınan harç ile peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/05/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Asıl dava ve birleşen davalar haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece ilk karar 17/02/2011 tarihinde, birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilmiş, bu karar davalılar ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi anılan kararı 03/04/2012 tarihli kararı ile “iddia ve savunmaya duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, bu yolla saptanan dava niteliği ile delillerin takdir, tahlil ve tartışımına ilişkin hükümde gösterilen gerekçelere göre, davalıların aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir” denilmek suretiyle görev ve yargı yoluna değinilmeksizin eksik inceleme ve araştırma gerekçeleri ile bozulmuş, bozma doğrultusunda işlemler yapılmış, rapor alınmış, bu kez 12/11/2014 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, anılan karar davalı ve ... vekillerince temyiz edilmiş, Dairemizin 15/03/2016 günlü kararı ile bozmaya uygun olan yerel mahkeme kararı onanmıştır.
Uyuşmazlık; mücavir alanlarında bordür ve tretuvar döşeme işini aynı şekilde yüklenen çalışmaları sırasında davacının yer altı kablosuna verdiği iddia
edilen zarardan birleşen davanın davalısı sorumlu olup olmadığı dolayısıyla davalı ... Belediyesi aleyhine açılan davanın adli yargı yerinde görülüp çözülüp çözülemeyeceği noktasındadır.
Davacı birleşen davada davasını idarenin haksız eylemine dayandırmış, buna dayalı olarak tazminat isteminde bulunmuştur. 11/02/1959 tarih ve 1958/17-1959/15 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince “Kamu kuruluşları tarafından verilen kararlar üzerine plan ve projeye göre yapılan işlem ve eylemler sonucu zarar gören veya kamu kuruluşlarınca yeni yasa hükümleri uyarınca yapılan tesisleri kullanma ve bakma sorumluluğu sonucu doğan zarar nedeniyle açılacak davaların idare mahkemelerinde görülmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Başka bir anlatımla bir tesisin plan ve projeye uygun bir biçimde yapılması yada kullanılması sırasında bir zarar doğmuş ise bu davaya bakma görevi idari yargıya aittir. Ancak eylemin çalışanın doğrudan davacıya ait mala hasar vermesinden ibaret olması nedeniyle davaya özel hukuk hükümlerine (BK 41. vd.) göre adli yargı yerinde bakılması gerekir.”
Şu durumda gerek Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 03/04/2012 tarihli bozma ilamı içeriği, gerekse uyuşmazlığın haksız eylemden kaynaklanıp, tazminat isteminin haksız eyleme dayandırılmış olması karşısında karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesi görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun karar düzeltme isteminin kabulü yönündeki kararına katılmıyoruz.22/05/2017