20. Hukuk Dairesi 2015/10968 E. , 2017/617 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında .... köyü 103 ada 24 parsel sayılı 7238,45 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle bahçe niteliğiyle davalılar murisi adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece; davanın reddine ve dava konusu parselin tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle dairenin 11.11.2010 gün 2010/11353 - 14066 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “...1999 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme, sonuçlandırma ve askı ilan tutanakları ile tahdit haritaları, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları, topoğrafik fotogometri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği ile tüm komşu parsel tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan
yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, 1999 yılında kesinleşen orman tahdidinin seri bazda yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, seri bazda yapıldığının ve taşınmazın seri bazda yapılan orman tahdidinin dışında kaldığının anlaşılması halinde, seri dışında kalan taşınmazlar yönünden orman kadastro komisyonunca her hangi bir inceleme yapılmadığından, kesinleşen bir orman kadastrosundan söz edilemeyeceği gözetilmeli, eski tarihli memleket haritası ile hava fotoğrafları ile tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, fotogrometri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp taşınmazın bu belgelerde niteliğinin ne şekilde görüldüğü, imar, ihya ve zilyetilğinin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı, zilyetlik ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı taşınmazın bitki örtüsü toprak yapısı ve eğimi belirlenmeli orijinal renkli memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, orman içi açıklığı konumunda bulunup bulunmadığı ve orman içi açıklıklarının zilyetlikle kazanılamayacağı düşünülmeli, Hazinenin 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi gereğince davaya katılımı olursa Hazineye karşı davalının taşınmazı 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı koşullar çerçevesinde kazanıp kazanmadığı araştırılmalı, yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ihya yapılmış ise hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü sorulmalı, taşınmazın konumu, eğimi ve bitki örtüsü dikkate alındığında, sürdürülen zilyetliğin ekonomik amacına uygun, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, önceki ziraatçi ve ormancı bilirkişiler raporlarındaki bulgularda değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra Hazine, 22/03/2012 tarihli celsede davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş ve mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile 103 ada 24 nolu parselin tesbitinin iptali ile raporda (A) harfi ile gösterilen 1178 m², (B) harfi ile gösterilen 1624 m²"lik kısımların iş bu parselden ifrazı ile bu kısımların eylemli orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, ifraz sonrası kalan 103 ada 24 nolu parselin 4446 m²"lik kısmının tesbit maliki ... Kısanın vefat etmesi nedeniyle mirasının 3 pay kabul edilerek 1 payın ..., 1 payın ..., 1 payın ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiş; Dairenin 02.05.2013 gün 2013/956 - 4980 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "Mahkemece, bozmaya uyulmasına rağmen bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; bozma kararından önceki 24.05.2010 tarihli zirai bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde 50-60 yaşlarında 12 adet meşe ve çam ağaçları ve 20 yaşında çok sayıda meşe ağaçlarının bulunduğu belirtildiği, bozmadan sonra ki 01.06.2012 tarihli zirai bilirkişi raporunda ise ağaçlardan bahsedilmediği gibi, tarla üzerinde irili-ufaklı taşlar ve kayaların bulunduğu belirtilmiş olmakla iki bilirkişi raporu arasında çelişki hasıl olmuş, ayrıca; orman bilirkişi 06.06.2012 havale tarihli raporunda mahalli bilirkişilerin keşif yeri olarak çekişmeli taşınmazı değil, yola cephesi olan komşu 22 ve 23 sayılı parsellerin
açıklık kısımlarını gösterdikleri kadastro haritasında, zeminde ölçülen koordinatlardan ve uydu fotoğraflarından faydalanılarak bu yanlış gösterimin farkına varılıp, gözlemlerine dayanarak dava konusu parsele ait raporu düzenlendiğini açıklamıştır. Bu durum, mahkemece, keşfin yanlış yerde yapıldığı kanısını uyandırmış ve bu hali ile hükme esas alınan bilirkişi raporları yetersiz ve çelişkili olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle; mahkemece yeniden doğru yerde keşif yapılarak, hükmüne uyulan bozma kararının gereklerini yerine getirilerek sonucuna göre karar verilmesi"gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kabulü ile çekişmeli .... köyü 103 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 26.03.1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
Dava 3402 sayılı Kanuna göre yapılan kadastro tespitine itiraz davası olup, davacı ... Yönetimi tarafından davalı ... ve arkadaşlarına karşı açılmış olup, Hazine tarafından açılmış bir dava bulunmadığı gibi Hazinenin davaya dahil edilmiş olması da Hazineye taraf sıfatı kazandırmayacaktır. Bu nedenle, davada taraf sıfatı bulunmayan Hazinenin hükmü temyiz etme yetkiside bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE 31/01/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.