
Esas No: 2016/5922
Karar No: 2017/624
Karar Tarihi: 31.01.2017
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/5922 Esas 2017/624 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
...ili, ...ilçesi, ... mahallesi 2894 parsel sayılı 5640,00 m² yüzölçümlü tarla niteliğindeki taşınmaz tapuda davalılar murisi ...adına kayıtlı iken 2010 yılında 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 22. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi kapsamında yapılan uygulama kadastrosu sonucu ...mahallesi 11059 ada 3 parsel sayısı ve aynı niteliği ile 5507,50 m² yüzölçümlü olarak ...adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi,19.12.2008 tarihli dilekçesiyle 2894 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla ... adına tescili, davalıların müdahalesinin önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaline, fen bilirkişisinin 09/06/2012 tarihli rapor ekindeki krokisinde 958,33 m² olarak bildirilen ve ""79 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından orman olarak sınırlandırılan alan"" ibaresi bulunan kısmın orman vasfıyla ... adına tesciline, kalan kısmın davalılar murisi adına olan tapu kaydının ve tescilinin devamına karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu iptali ve tescil ile müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 09/10/2002 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 1958 yılında yapılan genel arazi kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın 958.33 m² yüzölçümündeki bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 31/01/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.