Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/7784
Karar No: 2019/9073
Karar Tarihi: 12.11.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/7784 Esas 2019/9073 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/7784 E.  ,  2019/9073 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 15. HUKUK DAİRESİ


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sözleşmenin feshi ve teminat mektubunun iadesi davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen 12.11.2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davacı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı ile imzalanan 19.07.2012 başlangıç tarihli sözleşme ile Kütahya İli dahilindeki İR:1609 (Sicil: 6407) sayılı demir lokal alanının rödevans karşılığı işletilmesinin kararlaştırıldığını; sözleşmenin 30. maddesi gereği, işletme projesinin 2 ay içinde hazırlanmasının gerektiği; bu nedenle, işletme projesinin sondaj çalışmaları tamamlanmadan sunulduğunu, işletme projesinde 1984 tarihli ... jeoloji raporunun esas alınmak zorunda kalındığını, bu raporda 100.800 ton görünür + muhtemel rezerv hesaplandığı, kimyasal analize göre demir tenörünün % 45-% 59 Fe arasında değiştiği ve kükürt sorununun olmadığının belirtildiğini; ancak, saha sonuçlarına göre hazırlanan Kasım 2013 tarihli değerlendirme raporu ile rezervin revize edilmiş şekliyle idareye sunulduğunu; bu raporun sonuç bölümünde sahada masif ve bantlı iki tip cevherleşme olduğu, ham sondaj verilerine göre 41.534 ton % 54.9 Fe2O3 tenörlü cevher saptandığı, ancak teknolojik olarak değerlendirilebilecek cevher miktarının % 36,25 Fe tenörlü 35.125 ton olduğu, bu cevherden kuru manyetik ayırma ile % 55 Fe tenörlü 14.000 ton demir konsantresinin % 62 randımanla kazanılabileceği, tenörün %53"e düşürülmesiyle ve % 65"lik randımanla bu miktarın 15.200 ton konsantreye çıkabileceği, bu nedenle cevherin konsantre fiyatı dikkate alındığında bu cevherin işletme projesinin ekonomik olmayacağı, konsantre yapılmadan cevherin ham olarak çimento sanayine satılması durumunda da kar edilemiyeceği için projenin ekonomik olmayacağının anlaşıldığını; bu nedenle, davalı kiraya veren...İşletmeleri Genel Müdürlüğüne 25.11.2013 tarihli ihtar ile sözleşmenin feshi talebinde bulunulduğunu; sözleşmenin 9.2.9. Maddesinde, "cevher zayiatını önleme bakımından satışı yapılamayacak cevherin üretilmemesi esastır" denildiğini, buna karşılık...İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 18.04.2014 tarihli yazısında; fesih şartlarının oluşmadığının, fesih talebinin uygun görülmediğinin ve imzalanan rödovans sözleşmesine göre yükümlülüklerin devam ettiğinin bildirildiğini, rödovans alanı içerisindeki rezervden basit tekniklerle satılabilir nitelikte cevher üretiminin ve satılabilir cevher için tesis kurmanın ekonomik yönden uygun olmadığını, sözleşme hükümlerinin bu şekilde ağır ve tek taraflı uygulanmaya devam olunması halinde ortaya çıkan zararın artarak devam edeceğini ve davacı şirketin iktisaden mahfına neden olacağını, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yeni hükümlerin firmanın sosyal ve ekonomik yükümlülüklerini artırdığını belirterek; öncelikle, sözleşme hükümlerinin uygulanmasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararının verilmesini, ortaya çıkan nedenler ve ifa imkansızlığı sebebiyle rödovans sözleşmesinin feshi ile yükümlülüklerinin iptali ve teminatların iadesi, mümkün olmadığı takdirde, aşırı ifa güçlüğü nedeniyle rödovans sözleşmesinin uyarlanması kararının verilmesini istemiştir.
    Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, sahanın tenöre, rezerv miktarına ve niteliğe ilişkin durumunun davacının kendi kusurundan kaynaklandığını, ihaleye katılacakların ruhsat sahasına ilişkin gerek duydukları belgeleri yerinde görme ve inceleme hakkına sahip olduklarını, yapılan açık artırma sonucunda en yüksek teklifi veren davacının ihaleyi kazandığını; davacının, 12.09.2012 tarihinde rödevans sözleşmesinin 30. maddesine göre işletme projesini hazırladığını, bu projede 290.000 TL net kar elde edileceğini dolayısıyla projenin ekonomik olduğunu belirttiğini, firmanın daha sonra 10.02.2014 tarihli yazısı ile sahadaki birim maliyetin 57.33TL, demir cevherinin ocakbaşı satış fiyatının 30TL olduğunu dolayısıyla sahanın ekonomik olmadığını belirterek rödevans sözleşmesinin fesih edilerek teminat mektubunun iade edilmesini talep ettiğini, davacının sözleşmenin feshine ilişkin talebinin ve ihtiyati tedbir talebinin tamamen kötü niyetli olarak yapılmış olduğunu, bu taleplerin gerek sözleşmeye gerekse yasal mevzuata aykırı olduğunu; firmanın vermiş olduğu teknik raporlara göre bile, müvekkil kurum tarafından bölgede 46.859 ton görünür rezerv hesaplandığını, davacının sunduğu raporların tutarsız ve çelişkili olduğunu, kuruma verilen üç raporda farklı demir rezervleri ve bu rezervleri üretebilmek için farklı dekapaj miktarları verildiğini; rödevans sözleşmesinin 9.2.9 maddesinde, satış bağlantısı olmayan cevherin üretimi yapılarak stok yapılmasını önlemek, dolayısı ile üretim kaybını en aza indirmenin ve cevheri ziyan etmemenin amaçlandığını; rödevans sözleşmesinin 6.3 maddesine göre, rödevanscının isterse cevheri zenginleştirmek için tesis kurabileceğini; sözleşmenin 9.2.1 ve 9.2.5 maddelerine göre, sahada üretimi yapılabilecek demir cevheri rezervinin mevcut olduğunu ve rödevans sözleşmesinin feshi şartlarının oluşmadığını; sözleşmenin 4. maddesinde, davacının sözleşmeyi sona erdirebilme şartlarının düzenlendiğini, bu şartların hiçbirinin sağlanmadığını; davacının, kendisinden kaynaklanan nedenlerden dolayı işletemediği sahayı ayıplı olarak göstererek kötü niyetli olarak sözleşmeden kurtulmak istediğini, sözleşme serbestisi ilkesi gereği imzalanan sözleşmenin geçerli ve yürürlükte olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile; ödenmiş rödovans bedellerinin iadesi talebinin reddine, sözleşmenin feshi ile teminatların kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinafa başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; davalı tarafından yatırılan 16.400TL bilirkişi ücretinin davalıdan tahsiline ilişkin kısmın düzeltilerek davalı üzerinde bırakılmasına ve ödenmiş rödovans bedellerinin iadesi talebinin reddine, sözleşmenin feshi ile teminatların kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Davalının, iadesine karar verilen teminat senedine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Davacı, sözleşmenin feshi ile ödenen rödovans bedellerinin iadesi ve 136.920USD bedelli teminat mektubu iadesi için eldeki davayı açmış, dava dilekçesinde dava değerini 50.660,40TL olarak göstermiş, karar ve ilam harcının 1/4"ü olan peşin harç olarak 865,20TL harç yatırmıştır. Ancak, bu tür davalar bir hakkın yerine getirilmesine ilişkin olup, dava konusunun değeri üzerinden nisbi harca tabidir.
    492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 27. ve devamı maddelerinde; dava açılırken ödenmesi gerekli olan harçlar ile eksik harç yatırılmış olması halinde yapılacak işlemler açıklanmıştır. Anılan Yasa"nın 27. maddesinin son fıkrasında; "Harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise, müteakip muamelelere ancak harç ödendikten sonra devam olunur." hükmü, 30. maddesinde de; "Mahkeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK"nın 409. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." hükmü bulunmakta olup, söz konusu açık yasal düzenlemeler gereğince, dava açılırken dava değerine göre peşin olarak yatırılması gereken 1/4 karar ve ilam harcının eksik alındığının tespiti halinde bu hükümlere göre işlem yapılması zorunludur.
    Bu durumda; bölge adliye mahkemesince; dava konusu olayda, teminat mektubunda bedelin 136.920USD olduğu dikkate alınarak eksik harcın tamamlatılması için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik harç tamamlattırılmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun 371. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı taraf yararına BOZULMASINA, 2.037TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi