20. Hukuk Dairesi 2016/6325 E. , 2017/630 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin giderden ve değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1988 yılında yapılan kadastro sırasında, 147 ada 4 parsel 7466 m2 yüzölçümüyle belgesizden bina ve tarla niteliğiyle 2/B madde kapsamında ... adına tespit edilmiştir.
Davacı vekili, 07.12.2010 tarihli dilekçesinde özetle;...,... köyü 147 ada 4 parselin 600 m2 yüzölçümündeki bölümünün zilyedi olduğunu, taşınmazın haksız olarak davalı idareler adına tapuya tescil edildiğini bildirerek 2/B tapusunun iptaline adına tesciline ve davalı idarelerin elatmalarının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taşınmazın 1947 yılında kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı, daha sonra 1988 yılında 2/B madde uygulamasına tâbi tutulduğu, Orman Yönetimince 2/B işleminin iptali için açılan dava sonucu Danıştay 8. Dairesinin 1981/106-1985/165 sayılı kararıyla orman niteliğini kaybettiğine karar verilerek davanın reddedildiği ve işlemin bu şekilde kesinleştiği, daha sonra 2/B niteliğiyle ... adına tescil edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11/06/2013 gün 717 -6496 sayılı bozma kararı özetle "6831 sayılı Orman Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2., 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve ... Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun ”, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve aynı Kanunla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, bu cümleden olarak, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 7. maddesinde; ilgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya re"sen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tesbit edilmesi hâlinde; tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan ... adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtlarının bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceği, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmayacağı, açılan davalardan vazgeçileceği, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle ... adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılacağı, bu kararlardan infaz edilerek tapuda ... adına tescil edilen taşınmazların ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanunî mirasçılarına iade edileceği, orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve ... adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmayacağı ve bunlar hakkında dava açılmayacağı, tapuda ... adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin haklarının bu süre sonunda sona ereceği gibi konular düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin, dava konusu taşınmazın niteliğine ve durumuna göre, görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir." şeklindedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, taşınmazın daha önce davacı adına tapuda kayıtlı olmadığı ve 1. Derece Doğal Sit Alanında kalması nedeniyle satışının mümkün bulunmadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B tapusunun iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 22.03.1979 ve 15.02.1980 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 2009 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddelerine göre yapılan ve kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi raporlarına göre, çekişmeli taşınmazın PLVII numaralı kesinleşen 2/B madde poligonu içinde kaldığı, 27.01.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5831 sayılı Kanunun 5. maddesiyle, 6831 sayılı Kanuna eklenen Ek 10. maddesi uyarınca, Orman Kanununun 20.06.1973 tarih ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi, 23.09.1983 tarihli 2896 ve 05.06.1986 tarihli 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. madde 1. fıkra (B) bendi uygulamalarına göre bu tür taşınmazların çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceği, 3402 sayılı Kanunun 18. maddesi gereğince de Hazineye ait yerlerden olduğu belirlenerek davacının davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine 31/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.