19. Hukuk Dairesi 2016/9830 E. , 2017/6069 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili aleyhine ilamsız icra takibine giriştiği, müvekkili şirketin davalıya borcu bulunmadığını ancak yasal süresinde takibe itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, müvekkili şirketin bankadan aldığı krediye, davalı şirketin hakim ortağı olan dava dışı ..."ın kefil olduğunu, kredi taksitlerinin bir kısmının müvekkili şirket tarafından ödenmediğinden bir kısmını davalı şirketin, bir kısmını da ..."ın şahsen ödediğini, bu ödemelerin toplamının 30.691,33 TL olup, müvekkilinin bu ödemeler karşılığında adına kayıtlı olan iki aracı verdiğini ve bu araçların ... tarafından toplam 31.000,00 TL"ye satıldığını, böylece müvekkili şirketin borcu kalmadığını iddia ederek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirketin kefaleten ödediği miktarın 30.691,33 TL olmayıp, 63.166,80 TL olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, fakat kefil sıfatıyla yapılan ödeme dışındaki alacakların şimdilik takip konusu yapılmadığını savunarak, davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 24/06/2013 tarih, 2013/74 - 2013/102 Esas ve Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 13/02/2014 tarih, 2013/15543 - 2013/1885 Esas ve Karar sayılı bozma ilamı ile, " Mahkemece... Şubesi"nin 17.02.2010 tarihli cevap yazısı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de aynı banka şubesi tarafından aynı tarihli (06.04.2010 havale tarihli) düzeltme yazısında işlemler toplamının 63.166,80 TL olduğu bildirildiğinden, mahkemece bu düzeltme yazısı üzerinde durulup, değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı şirketin kefaleten yaptığı ödemenin toplam 63.166,80 TL olduğu, ancak davacı nam ve hesabına yapılan bu ödemelere karşılık ise davacı şirketin 31.000,000 TL değerinde iki adet aracın davalı şirket ile ortağına verildiği, davalı şirketin bu araçların davacı ile aralarındaki başka bir borca istinaden verildiğini ispatlayamadığı, bu durumda davacı şirketin 31.000,00 "lik kısmın mahsubu ile asıl alacak 32.166,80 TL olacak şekilde icra takibi başlatması gerekirken 63.166,80 TL alacağın tahsilini temin amacı ile ilamsız takip başlattığı, icra dosyasına borçlu/davacı şirket tarafından toplam 74.095,99 TL"nin değişik tarihlerde yatırıldığı, buna göre mahsup edilmeyen 31.000,00 TL üzerinden yapılan hesaplama sonucunda davacının icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı 31.000,00 TL asıl alacak, 2.455,20 TL tahsil harcı, 3.557,23 TL vekalet ücreti, 3.996,79 TL faiz olmak üzere toplam 41,009,22 TL"nin davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 – Davalı vekili tarafından tazminat yönünden yapılan temyiz incelemesi sonucunda, somut olayın özelliğine göre davalı icra takibinde kötüniyetli olarak kabul edilemeyeceğinden kötüniyet tazminatına karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.