Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5840
Karar No: 2019/2206
Karar Tarihi: 27.03.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/5840 Esas 2019/2206 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/5840 E.  ,  2019/2206 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tenkis-alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tenkis ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı alacak istemine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanları ...’in 28 ada 36 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümün 1/2 payını mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış yoluyla eşi davalıya devrettiğini, ayrıca davalının mirasbırakanbırakan tarafından verilen vekalet görevini kötüye kullanarak mirasbırakana ait banka hesabından vekalet yükümlülüğünün sınırları aşılıp kötüniyetli olarak fazladan para çektiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini, ayrıca banka hesaplarından fazladan çekilen 21.025,00.-TL.den miras payına isabet eden 15.768,75.-TL"nin davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı, olağan eş bakımını aşarak mirasbırakanın hastalıklarının tedavisini sağladığını, gerek evde gerekse hastanelerde bir hemşire/hastabakıcı gibi mirasbırakana baktığını, mirasbırakanın mal kaçırmak amacıyla değil kendisine sahip çıkan eşine duyduğu minnet duygusunun karşılığı olarak temliki yaptığını, ayrıca anılan vekaletin mirasbırakanın bankaya gidemediği zamanlarda bankadaki yaşlılık aylıklarını çekmesi amacıyla verildiğini, geçimlerini bu maaşla sürdürdüklerini, vekalet görevini kötüye kullanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullandığı iddiasının davacı tarafından ispat edilemediği, paraların evin ihtiyaçları için harcandığı gerekçesiyle alacak isteğinin reddine, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesi ile tapu iptali tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
    1930 doğumlu mirasbırakan ...’in 14.12.2011 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak ilk evliliğinden olma kızı davacı ... ile eşi davalı ...’i bıraktığı, çekişme konusu 28 ada 36 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümün tamamı mirasbırakana ait iken, 29.12.2003 tarihinde mirasbırakanın 1/2 payı üzerinde bırakarak kalan 1/2 payını satış suretiyle davalı eşine temlik ettiği, murise ait 1/2 payın ölümünden sonra mirasçılarına intikal ettiği kayden sabittir.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; murisin koah ve prostat hastası olduğu, bakımını davalının üstlendiği, dinlenen tanıkların da mirasbırakanın bakımını davalı eşinin yaptığını belirttikleri ve muvazaanın ispatına yarar beyanda bulunmadıkları anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki; satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emek de olabileceği kabul edilmelidir. (HGK."nun 29.4.2009 gün 2009/1-130 S.K.) Esasen, yukarıda da değinildiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Başka bir ifade ile murisin iradesi önem taşır.
    Yukarıda değinilen somut olgular, açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde miras bırakanın gerek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı, böyle bir niyeti olsa idi taşınmazın tümünü devredebileceği, temlikin, bakım, hizmet ve emek karşılığı gerçekleştirildiği sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi