Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17379
Karar No: 2019/9538
Karar Tarihi: 17.10.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/17379 Esas 2019/9538 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/17379 E.  ,  2019/9538 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    TTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkiline ait olup davalı tarafından sigortalanan işyerinde 24.10.2013 tarihinde gerçekleşen hırsızlık sonucu hasar oluştuğunu, davalıya başvuru yapıldığı halde ödeme yapılmadığını, 421.637,50 TL hasar bedelinin davalıdan tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali ile borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen fiili bildirim tarihi olan 25/10/2013 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte gerek takip öncesi, gerekse takip sonrası olmak üzere toplamda 52.303,26 TL"nin faiziyle ödenmesini, takip konusu alacağın %20"sinden az olmamak üzere toplamda 84.327,50 TL tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının aktif husumet yokluğu nedeniyle HMK"nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Sigorta sözleşmesinin en önemli unsurlarından biri menfaattir. Günümüzde modern sigorta hukukunda baskın olan görüşe göre, zarar sigortalarında sigorta konusu “mal” yani eşya olmayıp, eşya üzerindeki menfaattir. Bu menfaatin sigorta edilebilmesi için ayrıca para ile ifade edilen ekonomik bir değerinin olması gerekir. Mal sigortalarında menfaat sahibi kavramını düzenleyen riziko ve dava tarihinde geçerli olan 6102 sayılı TTK"nın 1453. maddesine göre, “Rizikonun gerçekleşmemesinde menfaati bulunanlar, bu menfaatlerini mal sigortası ile teminat altına alabilirler.”
    6102 sayılı T.T.K. 1406. maddesine göre,”(1) Bir kişi, diğer bir kişinin adına onu temsilen sigorta sözleşmesi yapabilir; temsilci yetkisiz ise ilk sigorta döneminin primlerinden sorumlu olur.
    (2) Adına sigorta sözleşmesi yapılan kişi, rizikonun gerçekleşmesinden önce veya 1458 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, riziko gerçekleşince de sözleşmeye sonradan icazet verebilir.
    (3) Başkasının adına yapıldığı anlaşılmayan veya yetkisiz yapılan sözleşme, menfaati bulunması şartıyla, temsilci adına yapılmış sayılır.”
    Yine 6102 sayılı T.T.K.’nın 1455. maddesine göre, “Bir malın veya o mala ilişkin bir hakkın yalnız bir kısmında menfaat sahibi olan kişi, kendisine ait kısmından fazlasını da sigorta ettirmişse, sigortanın bu fazlaya ilişkin kısmı, sigorta ettirenle aynı menfaati olanlar lehine yapılmış sayılır.”
    Somut olayda davanın dayanağını teşkil eden işyerim paket sigorta poliçesinde sigortalı olarak dava dışı ... görünmekte ise de, dava sigortalı işyerinin maliki ve işleteninin davacı şirket olduğu iddiası ile açılmıştır. Davalı ... tarafından ise, sigortalı dava dışı ... ile işyeri paket poliçesi düzenlendiği, davacı şirketin ise davanın tarafı olmadığı ve daini mürtein sıfatı da bulunmadığı için davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği savunmasında bulunulmuş, mahkemece de davacının aktif husumet yokluğu nedeniyle HMK"nun 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereğince davanın usulden reddine hükmedilmiştir.
    Dosya içerisindeki işyerim paket sigorta poliçesinin incelenmesinde; poliçenin 11.1.2013-11.1.2014 tarihlerini kapsadığı, sigortacısının davalı ... olduğu, sigortalısının dava dışı ... olduğu, riziko adresinin “...” ... Cad. ... Sok. No:3/b ... Mah. .../... olduğu görülmüştür. Dosya içerisindeki 8072 sayılı ve 21.5.2012 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile diğer tüm bilgi ve belgelerden dava dışı ...’in bu ferdi işletmesinin tüm aktif ve pasifi ile birlikte davacı ... Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından devralınarak 11/05/2012 tarihinde tescil edildiği, davacı şirketin kurucularından sigortalı ...’in 1.200 pay adedine sahip olup ayni ve nakdi sermayesinin olduğu, yine şirketin idaresi için ilk 10 yıl için ...’in müdür olarak seçildiği ve temsil yetkisinin ilk 10 ../..
    yıl ... tarafından davacı şirketin ticaret ünvanı ve kaşesi altında münferiden kullanılabileceği anlaşılmaktadır. Hırsızlık olayı da 24.10.2013 tarihinde meydana gelmiştir. Buna göre, yukarıdaki açıklamalar ışığında dava dışı sigortalı ...’in, davacı şirketin kurucu ortaklarından olup imza ve temsil yetkisine sahip olduğu, davacı şirketin rizikonun gerçekleştiği, sigortalanan işyerinde faaliyet gösterdiği dikkate alındığında, davalı ... ile aralarında düzenlenen İşyeri Paket Poliçesinin, müşterek menfaatlerin sigortası hükümleri uyarınca davacı şirket lehine sigortalandığı kabul edilerek işin esasına girilmesi gerekirken ehliyet yokluğu nedeniyle davanın reddine kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi