23. Hukuk Dairesi 2015/3461 E. , 2016/772 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin iptali, tespit ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin 15.10.2001 tarihli müracaatı ile davalı kooperatif üyesi olduğunu ancak her ne kadar 06.06.2007 tarihli müracaat tutanağına istinaden "kooperatif üyeliğinden ayrılma talebi" verilerek müvekkilinin davalı kooperatiften ilişiği kesilmiş ve 06.06.2007 tarihli makbuzla da "43.720,00 TL alındığı- hak ve alacağının kalmadığı" belgesi düzenlenmişse de işbu belgelerin müvekkili tarafından imzalanmadığını bu sebeplerle de alınan yeni üye işleminin geçersiz olduğunu, kaldı ki davalı kooperatifçe önce davalı ..."in eşine sonra da davalı ..."ın kendisine yapılan devir işlemlerinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı ..."ın kooperatif üyeliğinin iptali ile üyelik sonucu isabet edecek bir adet meskenin müvekkili adına tespiti ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..."in vekili, 2001 yılında kurulan davalı kooperatife davacının üye olduğunu fakat davacının 06.06.2007 tarihinde davalı kooperatif üyeliğinden ayrılması sırasında kooperatife toplam 43.720,00 TL"lik ödemesi ile ödenmemiş 4 aylık 4.300,00 TL aidat borcunun bulunduğunu, davacının davalı kooperatiften olan 43.720,00 TL"lik alacağına karşılık davacının da ortağı bulunduğu... Şirketlerine olan borçlarının müvekkili tarafından ödendiğini, davacının kendi iradesi ile davalı kooperatifteki üyeliğini müvekkiline devretmek istediğini, 06.06.2007 tarihinde davacının davalı kooperatifteki üyeliğinden ayrılması sonucu yönetim kurulu kararınca müvekkilinin eşi olan dava dışı Tijen Şirin"in davalı kooperatif üyeliğine alındığını, 06.06.2007 tarihinden sonraki davalı kooperatife olan tüm ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığını, kaldı ki davacının üyelikten ayrılması öncesi olan 4 aylık aidat borcunun dahi müvekkili tarafından ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı kooperatif vekili, davacının doğrudan yönetim kurulu kararına karşı dava hakkı bulunmadığını, davacının üyeliğini devrettiği davalı ..."ın eşi dava dışı ..."in davacının eltisi olduğunu, devir işlemlerinden sonraki tüm ödemelerin davalı ... tarafından yapıldığını, davacının üyelikten ayrılması sonucu hiçbir genel kurul toplantısına katılmadığını, davacının aile ortamı içerisinde güvene dayalı olarak gerçekleşen işbu ortaklık ve devir işlemine sessiz kalarak onayladığını, ortaklığın devir işleminin kooperatif dışında
taraflar arasında gerçekleşen ve kooperatifin kabul ya da onayına bağlı olmayan bir işlem olduğunu, devir sözleşmesindeki imza itirazının müvekkil kooperatife karşı geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapasamına göre; her ne kadar 15.10.2001 tarihli kooperatif üyeliğine müracaat dilekçesindeki imzanın davacıya ait olmadığı adli tıp raporu ile tespit edilmişse de üyelik müracaat tarihinden üyelik devrinin gerçekleştirildiği tarih olan 06.06.2007 tarihine kadar geçen dönemde, davacının tüm üyelik aidatlarını ödediği, genel kurul toplantılarına katıldığı, ve bu dönemde üyeliği hususunda herhangi bir ihtilaf çıkmadığı bu nedenle davacının 06.06.2007 tarihine kadar gerçek anlamda kooperatif üyesi olduğunun kabulünün gerektiği 06.06.2007 tarihinden sonra davacının herhangi bir aidat ödemesinin bulunmadığı, 20.05.2011 tarihine kadarki tüm aidat ödemelerinin davalı ... tarafından yapıldığı, bu süreçte davacının hiçbir genel kurul toplantısına katılmadığı gibi davalı kooperatiften bilgi almaya dahi ihtiyaç duymayarak herhangi bir itirazda bulunmadığı böylece üyelikten ayrılma ve hisse devrinden haberdar olduğu yakın akraba olan ve bazı ticari faaliyetleri birlikte yürüten tarafların böyle bir hisse devrinden haberdar olmamalarının mümkün olamadığı olayda üyelik devri için şekil şartları gerçekleşmese bile taraflar arasında ortaklık devrinin zımnen kabul edildiği ve davacının işbu sebeple iddiasının TMK"nın 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.