Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/7505
Karar No: 2019/9123
Karar Tarihi: 13.11.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/7505 Esas 2019/9123 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/7505 E.  ,  2019/9123 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının kısmen kabulüne yönelik verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekili tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; yeni hastane binası için davalıya yaptığı abonelik başvurusu üzerine 24.05.2011 tarihinde enerji müsaadesi alındığını, 05.07.2011 tarihinde projenin onaylandığını, 06.01.2012 tarihinde de geçici kabulü yapılarak abonelik sözleşmesi imzalandığını, ancak abone işlerinin bürokratik süreci nedeni ile uzun bir süre devam ettiğinden hastanenin 11.11.2011 tarihinde açılması ile takılı sayaçtan elektrik geçirilerek ve bedeli ödenerek abonesiz tüketimle ihtiyaçların giderildiğini, davalı elektrik şirketinin abonelik sözleşmesi imzalanmasından 2 gün öncesinde kaçak elektrik tutanağı düzenlendiğini, yapılan kaçak tespit tutanağının uygun olmadığını, sayaca müdahalede bulunmadığını, elektriğin sayaçtan geçirilerek tüketildiği, kaçak olduğu kabul edilse bile hastanenin açılış tarihi olan 11.11.2011 tarihine kadar geriye dönük hesaplama yapılabileceğini, mevzuattaki karşılığının usülsüz enerji tüketimi olduğunu, bu nedenle 07.10.2011-04.01.2012 tarihleri arasında düzenlenen kaçak tahakkukunda bildirilen 253.000,79 TL yönünden borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı; davacının abonelik sözleşmesi imzalanmadan elektrik tükettiğini, müşteri hizmetleri yönetmeliğine göre kaçak tespit tutanağı düzenlenip kaçak tahakkuku yapıldığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince; alınan raporlar neticesinde davacının abonelik işlemlerini tamamlamadan ancak davalının gayri resmi bilgisi ve izni ile elektrik kullanmasının Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nin 14.maddesi gereğince usulsüz elektrik enerjisi kullanımı olarak kabul edilmiş ve davanın kısmen kabulü ile, davacı ... Tıp Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd. ŞTİ"nin 07/10/2011-04/01/2012 tarihleri için düzenlenen tahakkuk nedeniyle davalı ..."a 252.589,29 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafça istinaf edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince, hükme esas alınan 14/08/2017 tarihli üç kişilik uzman bilirkişi kurulunca olayda kaçak kullanımın söz konusu olmadığının belirtildiği, önceki raporlar arasındaki çelişkiyi de giderecek şekilde düzenlenen raporun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Dava; kaçak elektrik tahakkuku nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
    Dava konusu kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmek; dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açmak, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiştir.
    Yine aynı Yönetmeliğin 14.maddesinde usulsüz elektrik enerji tüketimi sayılan halleri belirlenmiş olup bunlar; kendi adına sözleşme olmadan daha önceki müşteri adına düzenlenen ödeme bildirimlerini ödemek suretiyle elektrik enerjisi tüketmek; sayaç ve ölçü devreleri mühürsüz olduğu halde ilgili tüzel kişilere haber vermeden elektrik enerjisi elektrik enerjisi tüketmek; bağlantı işlemlerinin tamamlanmasını beklemeksizin, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemeyecek şekilde bağlantı yapılması; ilgili tüzel kişilere yapılmış başvuru olmaksızın bulunduğu abone grubunun kapsamı dışında elektrik enerjisi tüketmek; güç trafosunu değiştirdiği halde durumu yazılı olarak bildirmemek; kesilen elektriği yükümlülüklerini yerine getirdikten sonra dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açmak şeklindedir.
    Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça davalı elektrik şirketinden 24.05.2011 tarihinde enerji müsadesi alındığı, abonelik sözleşmesinin ise 06.01.2012 tarihinde imzalandığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece üç adet rapor alınmış, 15.09.2014 tarihinde alınan raporda; usulüne uygun enerji temini için öncelikle, enerji müsadesinin alınması, proje düzenlenmesi, projenin uygun yapıldığına ilişkin geçici kabul ve ardından abonelik sözleşmesi imzalanarak en son sayacın gerekli kontrolleri yapılarak mühürleme işleminin yapıldığı, somut olayda ise geçici kabul olmaksızın elektrik enerjisi kullanımına başlandığı ayrıca sayacın kontrol edilerek mühürlenmemiş olmasından dolayı sayaca itibar edilmesinin mümkün olmayacağı, kaçak elektrik kullanımı olduğu belirtilmiştir. Alınan 01.09.2015 tarihli raporda; kullanımın kaçak elektrik kullanımı olduğu, ilk rapordan farklı olarak tüketilen enerjiden kayıtlı tüketimin tenzil edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Alınan 14.08.2017 tarihli son raporda ise; izin verilen tesis incelendiğinde davalı elektrik şirketinin izni olmaksızın yüksek gerilim hatları ve kablolardan şebekeye dışarıdan müdahale ederek enerji bağlantısının yapılmasının kesinlikle mümkün olmadığı,davalı elektrik şirketinin gözetimi altında yapıldığının tanık beyanlarınca da doğrulandığı, bu nedenlerle kullanımın EPMHS"nin 14.maddesindeki sayaç ve ölçü devrelerinin mühürsüz olduğu halde ilgili tüzel kişiliğe haber vermeden kullanma hali olan usulsüz kullanım olduğu belirtmiştir. Mahkemece son rapor esas alınarak karar verilmiştir.
    Somut olayda; dava konusu 04.01.2012 tarihli kaçak tespit tutanağı ile davacının abonesiz enerji kullandığı tespit edilmiştir. Kaçak elektrik tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olup tarafları bağlamaktadır. Davacı tarafından da abonelik sözleşmesinden önce elektrik kullanımına başlandığı kabul edilmekte olup kullanımın davalının izni dahilinde olduğu iddia edilmektedir. Ne var ki davacı, davalı kurumun bilgisi dahilinde elektrik kullanıldığını ispat edememiştir. Bu halde davacının eyleminin Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nin 13.maddesinde yer alan, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketilmesi olup kullanımın kaçak elektrik enerjisi kullanımı kapsamında değerlendirilerek, elektrik enerjisi bedelinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı Kurul Kararında açıklanan yöntemle hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur.
    O halde mahkemece, öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği kaçak kullanım bedelinin tutanak tarihindeki yönetmelik hükümleri ve kurul kararına göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan 6100 sayılı HMK" nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 13.11.2019 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi