3. Hukuk Dairesi 2019/2729 E. , 2019/9154 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, tahliye davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, itirazın iptaline ilişkin davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 30.09.2015 tarihinde açtığı davada ; Davalının, önceki malik ile aralarında yazılı olarak düzenlenen 01.04.2010 başlangıç tarihli, 10 yıl süreli sözleşme ile kiracı olarak bulunduğu taşınmazın, tarafınca 19.06.2015 tarihinde satın alındığını, ödenmeyen kira bedellerinin tahsili amacıyla işbu kira sözleşmesine dayanarak ... 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/12036 E. sayılı icra takibi başlatıldığını ancak davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiş ; 23.10.2018 tarihli duruşmada ise dava konusu taşınmazın tahliye edildiğini beyan etmiştir.
Davalı, taşınmazın davacı tarafından kısa bir süre önce satın alındığını, dosyaya sunulan kira sözleşmesinin eski tarihli ve geçerliliğini yitiren bir sözleşme olduğunu, eski malik ile aralarında kira bedeli ve diğer hususların yeniden uyarlanarak bir anlaşma yapıldığını ve eski sözleşmenin iptal edildiğini, aralarındaki bu yeni anlaşmaya göre ise eski malik hesabına 6 ayda bir 6.000 TL ödeme yapıldığını, aynı şekilde yeni malik hesabına da eski malikle olan anlaşma gereği aylık 1.000 TL "nin yatırıldığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, itirazın 5.844,59 TL’lik kısmının iptali ile takibin bu kısım üzerinden devamına ,davalının tahliyesine karar verildiği, önceki hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 03.10.2016 tarih, 2016/8782 Esas, 2016/5608 Karar sayılı ilamı ile; Kiracının , devir öncesi mevcut muaccel ödenmemiş kira bedeli borçlarından dolayı kiralananı devreden kiralayana karşı, devir tarihinden sonra ise yeni malike karşı sorumlu olduğu belirtilerek, davalı-borçlu kiraları ödediğine dair savunmada bulunmuş olduğuna göre, ödeme belgelerini sunması için davalı borçluya süre verilmesi ve mahkemece önceki malik olan kiralayanın hesap ekstresi getirtilip incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile itirazın 6.182,43 TL "lik kısım yönünden iptaline ;Tahliye yönünden davanın konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, temyiz eden davalının aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince ; Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamı öncesinde mahkemece davaya dayanak icra takibine vaki itirazın 5.844,59 TL’lik kısmının iptali ile takibin bu kısım üzerinden devamına karar verilmiş, bu karar sadece davalı tarafça temyiz edilmiş, bozma ilamına mahkeme uyduktan sonra yeni kararında ise itirazın 6.182,43 TL "lik kısım yönünden iptaline karar verilmiştir. İlk kararı sadece davalı temyiz etmişken, itirazın iptaline ilişkin ikinci verilen kararda ilk kararda iptaline karar verilen miktardan fazla olacak şekilde yeni hüküm kurulması, yargılama ve temyizin temel ilkelerinden olan usuli kazanılmış hak kuralının çiğnenmesi mahiyetindedir.
04.02.1959 tarih 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere bozma kararına mahkemece uyulmuş olması taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir. Bu hakkı ne mahkeme ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Çünkü, müktesep hakkın tanınması kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak sonucu dairesinde hüküm kurulmalıdır.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Mahkemece, usuli kazanılmış hak kuralı bir yana bırakılarak temyiz eden davalı aleyhine olacak şekilde daha önce itirazın iptaline ilişkin hükmedilen 5.844,89 TL "den daha fazla şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün davalı lehine BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.