3. Hukuk Dairesi 2019/4364 E. , 2019/9228 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl ve birleşen dava davacısı ... ve asıl dava davalısı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı 13/11/2001 tarihinde soruşturma raporunun düzenlendiğini, köyde bulunan özel idare müdürlüğüne ait ... Holding ve ... tarafından işletilen kaplıca, tarımsal sulama, sera tesislerinde abonesiz kaçak elektrik kullanıldığını, 17/07/1997 tarihinde bir, 09/07/1998 tarihinde üç, 18/07/1998 tarihinde üç tane kaçak elektrik tutanağının düzenlendiğini, davacı çalışanı olan gerçek kişi davalıların ise kaçak faturalarının indirilmesine onay verdiklerini, kurumu zarara uğrattıklarını, tüm davalıların zarardan sorumlu olduklarını, ileri sürerek şimdilik 39.467.00.-TL gecikme zammı ve KDV ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 17/04/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu 42.551.59.-TL yükseltmiştir. Davacının, benzer talepler ile açtığı dava da bağlantı nedeni ile birleştirilmiş,yargılamaya devam edilmiştir .
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece 5.424,96-TL 15/10/1998 tarihinden, 6.697,74-TL 31/08/1998 tarihinden yasal faizi ile davalı ... alınarak davacıya verilmesine, 3.804,43-TL 17/03/1998 tarihinden, 16.775,95-TL 31/08/1998 tarihinden yasal faizi ile davalı köy tüzel kişiliğinden alınarak davacıya verilmesine, davalılar ... ve ... Holding açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı köy tüzel kişiliği tarafından temyiz edilmiştir .
1-01.04.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunda, davalılardan Karaali köyü tüzel kişiliğinin bağlı bulunduğu Şanlıurfa İlinin de içinde olduğu bazı illerde Büyükşehir Belediyesi kurulması ve sınırlarının belirlenmesi konuları düzenlenmiş ve bu madde kapsamındaki köylerin tüzel kişilikleri sona ermiştir. HMK"nun 114/d ve 115/2. maddelerine göre, taraf ehliyeti dava şartlarından olup taraflarca ileri sürülebileceği gibi, mahkemece de re"sen gözönünde bulundurulabilir. Bu nedenle; mahkemece, davalı köy tüzel kişiliği yerine ilgili belediyenin davaya dahil edilerek karar verilmesi gerekirken, taraf ehliyeti sona eren köy tüzel kişiliğine karşı davaya devam edilip yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3-6100 sayılı HMK" nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hâkim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK" nın 278-279. maddelerine göre; bilirkişi raporu, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda, 09/03/2013 tarihli, 13/10/2015 tarihli bilirkişi raporları dosyaya sunulmuştur.Raporlarlar çelişkili olduğu gibi, davacı vekili tarafından gerekçeleri de gösterilmek suretiyle itiraz edilmiştir.Mahkemece söz konusu itirazlar karşılanmadan, çelişkiler giderilmeden son bilirkişi raporları doğrultusunda karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan, kaçak tespit tutanaklarının düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan mevzuat hükümleri esas alınarak talep edilebilecek kaçak elektrik bedelinin itirazları da karşılayacak şekilde, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli şekilde hesaplattırılması ve sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken itirazlar karşılanmadan, çelişkiler giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu konu bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.