22. Hukuk Dairesi 2016/23015 E. , 2019/20791 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin makine operötörü olarak çalıştığı işyerinde bölüm amiri tarafından halı saha maçında takımının kalecisi olarak çok gol yediği için amiri ve kardeşi tarafından dövüldüğünü ve hakarete uğradığını, işyerindeki itibarının zedelendiğini, görevini yapamaz hale geldiğini iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının haftanın 6 günü 08:00-16:00 saatlerinde çalıştığını, taleplerin yasal dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında temyiz aşamasında sunulan ödeme belgelerinin dikkate alınıp alınamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Kural olarak, yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamazlar; sunulmuş olsalar bile, bu aşamalardaki incelemeler sırasında dikkate alınamazlar. Bu kuralın tek istisnası, dayanılıp sunulan delillin, o davaya konu borcu söndüren bir nitelik taşıması; örneğin, davaya konu borcun ödenmiş olduğunu gösteren makbuz, ibraname gibi bir belge olmasıdır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/h maddesinde, “davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” dava şartları arasında sayılmıştır. Ödenmiş alacak hakkında davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur. Bu halde, 6100 sayılı Kanun’un 115. maddesi gereğince, dava şartının varlığı ya da yokluğunun incelenmesi, doğrudan mahkemeye verilmiş ödevlerden olması karşısında, önceden ileri sürülmemiş olsa bile temyiz aşamasında dava şartının var olup olmadığını kendiliğinden gözetilmesinde bir usuli engel bulunmamaktadır.Davanın hukuksal niteliği ve somut olayın özelliği gereği davalı, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge vermişse, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Diğer bir anlatımla, yargılama aşaması henüz tamamlanmamış ise böyle durumda, borcu itfa eden belge değerlendirmeye alınmalıdır. Gerçekten de, yargılamada davayı inkâr eden davalının savunması, borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Belirtilen nedenlerle, temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceğinin kabulü de zorunludur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 24.02.2016 Tarih, 2014/22-735 esas, 2016/166 karar) Somut olayda, davalı vekili tarafından dosyaya davacının imzasını taşıyan bazı imzalı bordrolar sunulduğu ve bu bordrolarda fazla çalışma ücreti tahakkuklarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, dosyaya sunulan bordrolar her ne kadar ilk defa temyiz dilekçesi ekinde sunulmuş ise de, hakkı kısmen veya tamamen ortadan kaldırabilecek nitelikteki belgelerinin yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi dikkate alınması gereklidir. Anılan sebeple, temyiz dilekçesi ekinde sunulan belgelerin asıllarını sunması için davalı tarafa süre verilerek, bu belgelere karşı davacı asil ve vekilinden diyecekleri sorularak banka kayıtları ile karşılaştırılmak sureti ile bu belgeler bir değerlendirmeye tabi tutulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Kabule göre de; davacı dava dilekçesinde 5.500,00 TL kıdem tazminatı talep ettiği mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda 4.643,65 TL kıdem tazminatı kabul edildiği ve 856,35 TL’sinin reddine karar verildiği halde davalı lehine reddedilen miktar üzerinden vekalet ücreti takdir edilmemesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.11.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.