22. Hukuk Dairesi 2016/23016 E. , 2019/20792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin mekanik ve asfalt operatörü olarak çalışırken iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işe gelmediğini şirketin işlerinin aksamasına sebep olduğunu, 24.09.2014 tarihinde Noter aracılığı ile ihtar çekerek mazeretini bildirmesinin istendiği halde cevap verilmediğini, bunun yerine kötüniyetli olarak dava açıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucu toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili kanuni süresi içerisinde temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının, ulusal bayram genel tatil ve fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Ulusal bayram genel tatil ücret alacağı bakımından da aynı ilkeler geçerlidir.Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanık beyanları esas alınarak davacının 07.00-19.00 saatleri arası çalıştığı, ara dinlenmeler düşüldükten sonra haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram genel tatil günleri nöbetleşe çalıştıkları Ramazan Bayramında 1,5 gün ve Kurban Bayramında 2,5 gün çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplama Mahkemece hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, davacı tanıklarından ikisinin husumetli olduğu davalı aleyhine dava açtığı ve somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde edeceği tartışmasız olduğundan başka delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımlarına itibar edilmesi mümkün değildir. Öte yandan aynı işyerinde çalışan işçi tarafından davalı işveren aleyhine açılan ve ... 1. İş Mahkemesi"nin 2013/ 523 esas sayılı dosyası üzerinden görülen davada davacının tanık olarak dinlendiği ve işyerindeki çalışma düzenine ilişkin olarak “ biz 07.00 gibi işe başlıyorduk, akşamda 19.00 gibi iş sona eriyordu, bu şekilde haftanın yedi günü çalışma vardı, sadece dini bayramlarda çalışmıyorduk, diğer günler sürekli çalışıyorduk, benimde açmış olduğum davam vardır, işten çıkmadan önce şantiye şefi Özgür davacının dosyasında tanık olarak işveren lehine ifade vermem için bana talepte bulundu bende yapamayacağımı söyledim, kış aylarında üç ay çalışma olmuyordu, benim bütün çalışma döneminde bu şekilde kış aylarında çalışmadık, davacıda çalışmamıştır, işyerinde çalışmadığımız kış ayları için yarım maaş ödeme yapıldı. ”şeklinde beyanda bulunduğu ve mahkeme kararının Dairemizce 2015/19309 esas- 2017/24816 sayılı kararı ile onandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenler ile davacının çalıştığı işyeri, yaptığı işin niteliği, işin gerektirdiği çalışma düzeni, emsal dosyada davacının tanık olarak verdiği ifade, hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının yargılama sırasındaki yeminli beyanı kendisini bağlayacağından; tanıklık yaptığı tarihe kadar çalışmadığını söylediği kış ayları (Aralık-Ocak–Şubat) dışlanarak, dini bayramlarda çalışma yapmadığı kabul edilerek fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücret alacakların hesaplanması, uygun bir indirim ile mahkemece değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 11.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.