Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2264
Karar No: 2019/9262
Karar Tarihi: 25.11.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2264 Esas 2019/9262 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/2264 E.  ,  2019/9262 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı ile boşandığını ve boşanma kararının 03/11/2009 tarihinde kesinleştiğini, dava konusu Erzincan ili, Mengücek mahallesi, 1913 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın, evlilik birliği devam ederken 08/12/2003 tarihinde satın alınarak, kendisinin Amerika"da çalışıyor olması nedeniyle davalı adına tapuda tescil edildiğini, taşınmazın tamamen kendi kazancı ile alındığını ve geri ödemelerinin de kendisi tarafından yapıldığını; bahse konu taşınmazda kendisinin halen ikamet ettiğini, davalı tarafından aleyhine haksız ve kötüniyetli olarak fuzuli işgal nedeniyle tazminat davası açıldığını, mağdur olduğunu ileri sürerek; öncelikle dava konusu taşınmaz bedelinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 8.000,00 TL"nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, bunun mümkün olmaması halinde ise; yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında hesaplanacak katılma alacağından, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 8.000,00 TL nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 03/03/2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davaya konu talebini; 22.926,45 TL katılma alacağı ile boşanma dava tarihinden sonra, evlilik birliği devam ederken yapmış olduğu 9.960,00 TL tutarında taşınmaz taksit ödemesi olmak üzere 32.888,45 TL" ye yükseltmiştir.
    Davalı; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, dava konusu gayrimenkulün evlilik birliği içerisinde edinilmediğini, bahse konu TOKİ"den satın alınan taşınmazın sadece tahsis ve yararlanma hakkının kendisine özgülendiğini, mülkiyetinin geçirilmediğini, hemşire olarak çalıştığını, ödemelerinin tamamen kendisi tarafından yapıldığını ve halen devam ettiğini, davacının katkısının bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 22.926,45 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi"nin 19.04.2016 tarih ve 2015/585 E.- 2016/7205 K. sayılı ilamı ile, "...Davacı tarafın, boşanma dava tarihinden sonra yapılan ödemelere ilişkin alacak talebi Türk Borçlar Kanunu genel hükümleri uyarınca genel mahkemelerce tartışılıp değerlendirilerek hükme bağlanması gerekmekte olup; uyuşmazlığın çözüm yeri 6100 sayılı HMK"nın 2. maddesi uyarınca belirlenecek Asliye Hukuk Mahkemesidir. Aile Mahkemelerinin görev alanına giren mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hüküm ve ilkelerle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması mümkün değildir. Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan ( HMK"nın 114/c ) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulur. Açıklanan nedenlerle Mahkemece yapılacak iş; talebin bu bölümüne ilişkin tefrik kararı verilerek, tefrik edildikten sonra görevsizlik kararı verilmesi gerekirken kanun hükmünün yanlış yorumlanması ile bu talep yönünden " fazlaya ilişkin talebin reddine" şeklinde karar verilmesi doğru değildir. " gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, görevsizlik kararı verilmiş, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine; davanın yargılaması Erzincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde yürütülmüş olup, mahkemece; boşanma dava tarihinden sonra, davacının, davaya konu taşınmaza ilişkin 8.081,83 TL tutarında taksit ödemesi yaptığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 8.081,83 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dava; sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkindir.
    1-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi ( HUMK"nun 74. maddesi ) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural, sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
    Aynı Yasanın, 176 ve devamı maddelerinde ise; ıslah müessesi düzenlenmiş olup, ıslah; taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yöntem olup; iddia ile savunmanın genişletilmesi yasağının istisnaların biridir. (HUMK. m.83; Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, B.6.C.IV, İstanbul 2001, s.3965)
    Kural olarak; dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usulüne ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür.
    Ne var ki; ıslahla kastedilen dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir.Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır.( HGK"nun 26.09.2011 tarih, 2011/1-364 E.- 2011/453 K.sayılı ilamı)
    Bu durumda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de yeni dava konusu, önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Dolayısıyla ıslahla, dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.
    Somut olayda; eldeki dava terditli olarak açılmış olup, dava dilekçesinde, öncelikle davaya konu taşınmaz bedelinin tahsili, mümkün olmadığı takdirde katılma alacağı isteminde bulunulmuş,yargılama sırasında sunulan 03/03/2014 havale tarihli dilekçe ile dava dilekçesinin ıslah edildiği bildirilerek; 22.926,45 TL katılma alacağı ile boşanma dava tarihinden sonra, evlilik birliği devam ederken yapılan 9.960,00 TL tutarında taşınmaz taksit ödemesi olmak üzere toplam 32.888,45 TL nin davalıdan faiziyle birlikte tahsili istenilmiştir. Davanın kısmen ıslah edildiği, davacının, ayrı bir davanın konusu olabilecek 9.960,00 TL tutarında alacak istemini ilk talebine eklediği anlaşılmıştır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı dikkate alınarak; tefrik edilen eldeki davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına HUMK"nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi