13. Hukuk Dairesi 2016/19154 E. , 2017/9101 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı-k.davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı-k.davacı vekili avukat ...... ile davacı-k.davalı vekili avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile aralarında 03.04.2013 tarihli danışmanlık hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede taraflara düşen edimlerin ve ödemelerin ne zaman ve ne şekilde ödeneceğinin açıkça belirlendiğini, kendisinin üzerine düşen edimleri yerine getirdiği halde davalının yapılan işin karşılığı olan ödemeleri zamanında yerine getirmediğini, bu hususta davalıya ihtarname yollandığını, buna rağmen her hangi bir ödeme yapılmadığını, yapılan işlere ilişkin fatura düzenlendiğini, davalının da bu faturaya itiraz etmediğini, yapılan kısmi ödeme mahsup edildikten sonra kalan 97.000,00 TL alacak üzerinden davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, takibe yapılan itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiş, açtığı karşı dava ile de, bu iş için davacıya ödediği 21.000,00 TL nin 15.000,00 TL" sinin fazladan ödendiğini beyanla bu meblağın faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar erilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, itirazın iptaline ilişkin olup, davacı-karşı davalı, davalı ... ile danışmanlık hizmet sözleşmesi akdettiklerini, davalının sözleşme gereği ödemesi gereken parayı süresinde ödemediğini, kendisinin edimini ifa ettiğini iddia ile itirazın iptalini istemiştir. Davalı ise davacının sözleşme gereği yerine getirmesi gereken yükümlülükleri yerine getirmediğini, tesis yatırım raporu hazırlanması, ÇED görüş yazısı alınması, fizibilite raporu hazırlanması, kredi işlerinin sonuçlandırılması gibi önemli işlerin yapılmadığını, davacının her hangi bir ücret alacağı olmadığını savunmuş ve fazladan ödediği kısım içinde karşı dava açmıştır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna binaen davalı tarafından faturaya itiraz edilmediğinden ve bu şekilde fatura muhteviyatını kabul etmiş sayılacağından bahisle davanın kabulüne, karşı davanın da reddine karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece konu ile ilgili bilirkişi raporu alınmış ise de, bilirkişi taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme hükümlerinin yerine getirilip getirilmediği, davacının ücret alacağı olup olmadığı gibi hususlar üzerinde yeterince inceleme yapmadan sadece davacının düzenlediği fatura ve bu faturaya itiraz edilmediğinden davacının fatura alacağına hak kazandığı kanaatine varmıştır. Mahkemece de bu görüş benimsenerek hüküm tesis edilmişse de yetersiz bilirkişi raporuna binaen karar verilmiş olması hatalıdır. Bu nedenle, öncelikle taraf delilleri toplanıp, davalı kayıtları da incelenerek, sözleşmedeki edimlerin yerine getirilip getirilmediği tespit edilerek, davacının iddiaları ile davalının savunmaları üzerinde durularak, konusunda uzman bilirkişilerden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davacı-k.davalıdan alınarak davalı-k.davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.