Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3719
Karar No: 2019/9340
Karar Tarihi: 26.11.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/3719 Esas 2019/9340 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/3719 E.  ,  2019/9340 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında birleştirilerek görülen vasiyetnamenin iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 14/05/2019 tarihinde gelen asıl ve birleşen davada davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ...’nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, Dairemizce belirlenen eksikliklerin gönderilen yazı üzerine mahkemece giderildiği anlaşılmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı ...; mirasbırakan ..."in ...Noterliğince düzenlenen 05/07/2001 tarihli ve 2141 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile taşınmazını kendisine vasiyet ettiğini ileri sürerek; vasiyetnamenin tenfizini talep etmiş, vasiyetnamenin iptali istemiyle aleyhine açılan davalarda ise; mirasbırakanın yapmış olduğu satış işleminin mahkemece muvazaalı olduğu belirlenerek iptal edildiğini, bu nedenle vasiyetnamenin geçerliliğini koruduğunu savunarak, davaların reddini istemiştir.
    Davacılar ..., ..., ... ve ... açmış oldukları (tenfiz davasıyla birleştirilen) 2011/91 Esas sayılı davada; mirasbırakanları ..."in ...Noterliğince düzenlenen 05/07/2001 tarihli ve 2141 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile taşınmazını davalıya vasiyet ettiğini, ancak vasiyetnamenin TMK"nın 535 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen şekil şartlarına uyulmadan yapıldığını, ayrıca vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 75 yaşını aşkın felçli ve yatalak bir kimse olan mirasbırakanın lehine vasiyet yapılan davalı ile aynı binada ikamet edip devamlı onun kontrolü ve baskısı altında olduğunu, yine mirasbırakanın ..."de ikamet ettiği halde ...Noterliğine götürülüp orada vasiyetname tanziminin de hayatın akışına ters düştüğünü, davalının hilesi, baskısı ve tertibi sonucunda bu şekilde işlem yapıldığını, vasiyetnamede tanık olarak gösterilen kişilerin de davalının eşinin yakın akrabaları olduğunu, mirasbırakanın vasiyetnameden sonra vekaletnameler ve yaptığı tasarruflarla da vasiyetten rücu ettiğini ortaya koyduğunu, dolayısıyla vasiyetin geçerli olmadığını ileri sürerek; vasiyetnamenin iptaline, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini talep etmişler; 09/05/2012 tarihli celsede, davacılar vekili tenkis taleplerini atiye terk ettiklerini bildirmiştir.
    Davacılar ..., ..., ... ve ... tarafından tenfiz davasında açılan karşı davada; mirasbırakanları ..."in vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 75 yaşını aşkın felçli ve yatalak bir kimse olduğunu, davalının aynı binada ikamet ettiği mirasbırakanı ..."de ikamet ettiği halde ...Noterliğine götürülüp orada vasiyetname düzenlettirdiğini, vasiyetname tanıklarının davalının eşinin yakın akrabaları olmaları nedeniyle tanıklıklarına itibar edilemeyeceğini, vasiyetnameden önce mirasbırakan hakkında sağlık kurulundan rapor alınması gerektiğini, ayrıca mirasbırakanın sonradan vasiyete konu taşınmazını üçüncü kişiye satmak suretiyle vasiyetnameden döndüğünü ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini, olmadığı takdirde tenkisini talep etmişler; 09/05/2012 tarihli celsede, davacılar vekili tenkis taleplerini atiye terk ettiklerini bildirmiştir.
    Mahkemece; vasiyetnamenin tenfizi davasının reddine, karşı dava ile birleşen davanın kabulü ile ...Noterliğinin 05/07/2001 tarih ve 02141 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde vasiyetnamesinin iptaline dair verilen 13/05/2014 tarihli karar, davacı-karşı dava ile birleşen davada davalı ..."in temyizi üzerine Dairemizin 10/02/2015 tarihli ve 2014/15744 E. 2015/1996 K. sayılı ilamıyla;
    (... Somut olayda; davacı, asıl dava ile vasiyetnamenin tenfizini talep etmekte; bir kısım davalılar ise, açtıkları karşılık dava ile vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmektedir.
    Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir. Bu sebeple, dava konusu olan vasiyetnamenin bir iptal davasına konu olup olmadığının araştırılması gerekir. Dava konusu olan vasiyetname, bir iptal davasına konu olmuş ise, bu dava bekletici mesele yapılmalıdır. Vasiyetnamenin iptali davası sonucunda verilen hükmün kesinleşmesinin beklenilmesi ve ulaşılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekir.
    Ne var ki, somut olayda; hem vasiyetnamenin tenfizi davası, hem de vasiyetnamenin iptali davaları, aynı mahkemede ve aynı dava dosyasında birlikte görülmüştür. Bu durumda, öncelikle, vasiyetnamenin iptali davalarının tefrik edilerek, ayrı bir esasa kayıt edilmesi ve vasiyetnamenin tenfizi davası için, iptal davasının sonuçlanmasının bekletici mesele yapılması gerekecektir.
    Öyle ise, mahkemece; yukarıda açıklanan esaslar gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.)
    Gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, davacılar tarafından açılan davaların kabulü ile ...Noterliğinin 05/07/2001 tarih ve 02141 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde vasiyetnamesinin iptaline dair verilen 24/12/2015 tarihli karar, davalı ..."in temyizi üzerine Dairemizin 23/05/2017 tarihli ve 2016/5602 Esas 2017/7759 Karar sayılı ilamıyla;
    (...İşbu dosyada hüküm kısmında davacılar tarafından açılan davaların kabulüne karar verilmiş ise de; vasiyetnamenin tenfizine karşı açılan vasiyetnamenin iptaline ilişkin karşı dava, usulüne uygun vasiyetnamenin tenfizi dosyasından tefrik edilmediği gibi, hüküm kısmında karşı davaya ve asıl davaya ilişkin ayrı ayrı hüküm tesis edilmemiş, gerekçeli kararda karşı davanın davacıları davalı olarak gösterilmiştir.
    Bu hali ile verilen karar HMK"nın 297 nci maddesine uygun değildir. Mahkemece karşı davaya ilişkin usulüne uygun bir tefrik kararı verilmesi ve vasiyetnamenin tenfizine karşı açılan vasiyetnamenin iptaline ilişkin karşı dava ve vasiyetnamenin tenfizi ile birleştirilen ve sonrasında tefrik edilen vasiyetnamenin iptaline ilişkin dava bakımından yukarıda açıklandığı şekilde ayrı ayrı, HMK’nın 297. maddesine uygun olarak hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    Bozma nedenine göre, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir...)
    Gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyan mahkemece; vasiyetnamenin tenfizi davasında açılan karşı dava tefrik edilerek 2018/49 Esasına kaydedilmiş ve daha önceden tefrik edilen 2011/91 (tefrikten sonra 2017/611) Esas sayılı davayla birleştirildikten sonra yapılan yargılama sonucunda; mirasbırakanın, düzenlenen vasiyetnamenin son arzularına uygun olduğunu beyan etmesinin yeterli olmadığı, tanıkların da mirasbırakanın kendi önlerinde beyanda bulunduğunu ve vasiyetnamenin kendi yanlarında resmi memur tarafından mirasbırakana okunduğunu beyan etmeleri gerektiği, davaya konu vasiyetnamede ise tanıkların mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığı, yine vasiyetnamenin kendi önlerinde okunduğu yönünde beyanda bulunmadıkları, bu hali ile vasiyetnamenin şekil şartlarına aykırı olarak düzenlenmiş olduğu, ayrıca mirasbırakanın vasiyetnamenin düzenlenmesinden sonra felçli ve yatalak hasta olması nedeniyle dava dışı bir soruşturmada tanık olarak Bağ-Kur evlerindeki konutunda verdiği 31/01/2002 tarihli ifadesinde; kimseye gayrimenkullerini vermediğini, vermeyi de düşünmediğini, rahatsızlığı nedeniyle yürüyemediğini beyan ettiği, bir kısım tanıkların vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte mirasbırakanın davalının da ikamet etmekte olduğu Bağ-Kur evlerindeki konutunda oturduğu, davalının bilgisi dışında evinden çıkamadığı, davalıların mirasbırakan ile yalnız görüştürülmediğini beyan ettikleri, yürümekte zorluk çeken ve yaşı ilerlemiş olan mirasbırakanın ..."deki noterde vasiyetname düzenlemek yerine ...Noterliğine götürülmesi, vasiyetnameyi tanık olarak imzalayan tanıkların ise davacının eşinin akrabaları olması ile birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın vasiyetnameyi aldatma sonucu yaptığı gerekçesiyle; birleştirilen davaların kabulü ile ...Noterliğinin 05/07/2001 tarih ve 02141 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde vasiyetnamesinin iptaline karar verilmiş; karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle okur yazar olmayan mirasbırakana ait vasiyetnamenin TMK’nın 535 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen şekil kurallarına aykırı olarak yapıldığının mahkemece belirlenmiş olmasına göre; davalının, davacılar ..., ..., ... ve ... tarafından açılmış olan (2011/91 -tefrikten sonra 2017/611 Esasına kaydedilen) vasiyetnamenin iptali davasına yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davalının, davacılar ..., ..., ... ve ... tarafından tenfiz davasında karşı dava olarak açtıkları (ve sonradan tefrik edilerek 2017/611 Esas sayılı dava ile birleştirilen) vasiyetnamenin iptali davasına yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dava, irade sakatlığı ve ehliyetsizlik nedeniyle vasiyetnamenin iptali isteminden ibarettir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; (... Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/35 Esas sayılı dava dosyası ile ilgili olarak) ... Başsavcısı tarafından 31/01/2002 tarihinde Bağ-Kur konutlarındaki evinde ifadesi alınan mirasbırakanın, 2002 yılı yılbaşından bir gün sonra şu an oturduğu eve taşındığını bildirdiği, yine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/94 Esas sayılı dosyasında 25/04/2002 tarihinde yapılan taşınmaz keşfine mirasbırakanın (davacı sıfatıyla) katıldığı anlaşılmıştır.
    Tanık olarak dinlenen ..., ..., ... ..., ... ve ...; mirasbırakanın, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte (asıl dava davacılarından ...’nın babası olan) oğlu ... tarafından kiralanan ... Apartmanındaki evde oturduğunu, mirasbırakanla evi çok yakın mesafede olan oğlu ...’nın ilgilendiğini, bu süreçte davalının annesi olan mirasbırakanla diğer mirasçıların uyguladıkları baskı nedeniyle görüştürülmediğini, 2002 yılı Ocak ayında ise mirasbırakanın davalı oğlunun da oturduğu Bağ-Kur konutlarındaki eve taşındığını bildirmişlerdir.
    Toplanan bu deliller birlikte değerlendirildiğinde; mirasbırakanın vasiyetnameyi düzenlediği 05/07/2002 tarihinde oğlu ... tarafından kiralanan (... Apartmanındaki) evde oturduğu, mirasbırakanın bakımı ile oğlu ...’nın ilgilendiği, bu sırada davalının mirasbırakanla görüşme isteğine diğer mirasçılar tarafından engel olunduğu, mirasbırakanın vasiyetnamenin düzenlenmesinden beş ay kadar sonra davalının oturduğu Bağ-Kur konutlarında kiralanan eve taşındığı, mirasbırakanın felçli olmasına rağmen baston yardımı ile yürüdüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacılar, vasiyetnamenin mirasbırakanın iradesinin sakatlanması sonucunda yapıldığı yönündeki iddialarını ispat edememiştir.
    Buna göre, mahkemece; vasiyetnamenin ayrıca ehliyetsizlik nedeniyle iptali istendiği gözetilerek, mirasbırakanın vasiyetname öncesinde ve sonrasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurulması, varsa doktor raporları, hasta müşahede kâğıtları ve film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi, sonrasında vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalının davacılar ..., ..., ... ve ... tarafından açılmış olan vasiyetnamenin iptali davasına yönelik temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428 inci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 2.037’er TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılar ..., ..., ... ve ...’ya, davacılar ..., ..., ... ve ...’ten alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi