Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/592
Karar No: 2022/6152
Karar Tarihi: 25.05.2022

Danıştay 6. Daire 2019/592 Esas 2022/6152 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/592 E.  ,  2022/6152 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2019/592
    Karar No : 2022/6152

    TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı - …
    VEKİLİ : Av. … 2- … Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. … 3- … Belediye Başkanlığı - …
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACILAR) : … mirasçıları;
    1- … 2-…
    3- … 4- … 5-…
    VEKİLLERİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselde yer alan taşınmazın, yürürlükteki imar planlarında kısmen "Ortaöğretim Tesis Alanı", kısmen de "İmar Yolu" olarak ayrıldığı halde amacına uygun olarak kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının belirsiz süreli olarak kısıtlandığından bahisle taşınmaz bedeline karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00-TL'nin (Islah edilmiş haliyle 944.591,00-TL) ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince İdare Mahkemesi kararının kaldırılması, yeniden yargılama yapılması amacıyla dosyanın Mahkemesine gönderilmesi üzerine … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Geçici 11. maddesiyle getirilen 5 yıllık süre dolmadan açılan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği belirtilerek, uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 5. fıkrası uyarınca İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosayının mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
    1-Milli Eğitim Bakanlığı tarafından; dava konusu alanın kamulaştırılması sorumluluğunun belediyeye ait olduğu, idarelerinin hasım mevkiinden çıkarılması gerektiği, uzlaşma talebinde bulunulmadan davanın açıldığı, belediye tarafından hazırlanan imar planı nedeniyle taraflarına kusur atfedilmeyeceği, dava konusu taşınmaza fiili el atmalarının olmadığı hususları belirtilerek temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    2- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, ayrıca idarelerinin hasım mevkiinden çıkarılması gerektiği hususları belirtilerek temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    3-Beylikdüzü Belediye Başkanlığı tarafından; Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, eğitim alanlarının kamulaştırılmasından sorumlu idarenin Milli Eğitim Bakanlığı olduğu hususları belirtilerek temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz istemlerinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 26. maddesi uyarınca, 04/10/2017 tarihinde vefat eden davacı … yerine davayı takip için başvuran mirasçıları … , … , … , … ve … 'nın hasım mevkiine alınarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    Davacıların hissedarı oldukları " İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselde yer alan taşınmazın, yürürlükteki imar planlarında kısmen "Ortaöğretim Tesis Alanı", kısmen de "İmar Yolu" olarak ayrıldığı halde amacına uygun olarak kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının belirsiz süreli olarak kısıtlandığından bahisle taşınmaz bedeline karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00-TL'nin (Islah edilmiş haliyle 944.591,00-TL) ödenmesine karar verilmesi istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır.
    Aynı taşınmazın diğer hissedarı tarafından açılan davanın temyiz incelemesi Dairemizin 2020/4399 esasına kayden yapılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 4. fıkrasında "Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir." aynı Kanunun maddesinin 5. fıkrasında, "Bölge idare mahkemesinin, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesince bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir". kuralına yer verilmiştir.
    Aynı Kanunun 50. maddesinin 2. fıkrasında "Temyiz incelemesi sonucunda verilen bozma kararı üzerine ilgili merci, dosyayı öncelikle inceler ve varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak yeniden karar verir." kuralı yer almıştır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesini değiştiren 28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 19. maddesinin gerekçesinde, "...Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verecektir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yapacak ve yine istinaf başvurusunun reddine karar verecektir. Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verecektir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esasına girecek ve esas hakkında yeniden bir karar verecektir. İşin esasına girilerek yapılacak inceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilecektir. Bu durumda, istinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir. Yukarıda belirtildiği gibi istinaf incelemesinde kural, ilk derece mahkemesince verilen kararda tespit edilen maddi veya hukuki eksikliklerin istinaf mercii tarafından tamamlanarak nihai kararın da istinaf mercii tarafından verilmesidir. Ancak bu kuralın bir istisnası söz konusudur. Şayet ilk derece mahkemesinin 2577 sayılı Kanun'un 14 ve 15'inci maddeleri uyarınca ilk inceleme üzerine vermiş olduğu bir karara karşı istinaf başvurusu yapılmış ve istinaf mercii bu başvuruyu haklı görmüş ise, istinaf mercii bu kararı bozacak ve dosyayı kararı veren mahkemeye geri gönderecektir. Bunun gibi, ilk derece mahkemesindeki davaya görevsiz ya da yetkisiz mahkeme tarafından yahut reddedilmiş ya da yasaklanmış hakim tarafından bakılmış olması hâlinde de, istinaf mercii kararı bozmak suretiyle dosyayı geri gönderecektir. Bölge idare mahkemesinin bu kararları kesindir..." açıklamalarına yer verilmiştir.
    6545 sayılı Kanunun 19. maddesiyle yapılan değişiklikle, 2577 sayılı Kanunun 45. maddesinde "itiraz usulü" kaldırılarak, "istinaf" kanun yolu getirilmiştir. İstinaf kanun yolu, ilk derece mahkemelerinin kesinleşmemiş nihai kararlarının maddi ve hukukî yönlerden denetlenerek, hukuka aykırılıklarını ortadan kaldırmak amacıyla düzenlenmiştir.
    Yukarıda verilen 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 4. fıkrasıyla genel kural konulmuştur, buna göre kural olarak; istinaf merciinin, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulması halinde istinaf başvurusunun reddine, aksi hâlde ise kararın kaldırılmasına karar vermesi, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verdiği durumlarda ise mahkeme kararında tespit edilen maddî veya hukukî eksiklikleri tamamlayarak işin esası hakkında nihaî kararı vermesi gerekmektedir. Aynı Kanunun maddesinin 5. fıkrası ile tek tek sayma yoluna gidilerek istisnalar getirilmiştir, istisnaî olarak; ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde ise dosyayı ilgili mahkemeye gönderecektir.
    Bu durumda; davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolun verilen İdare Mahkemesinin kararının kaldırılarak, yeniden karar verilmek üzere dava dosyasının Mahkemesine geri gönderilmesi yukarıda sayılan istisnalar arasında bulunmadığından, Bölge İdare Mahkemesince işin esasına girilerek, kamulaştırmadan sorumlu idare/idareler belirlenmek suretiyle nihai kararın verilmesi gerekmektedir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalıların temyiz istemlerinin kabulüne,
    2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine, anılan kararın kaldırılması ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 25/05/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY (X) :

    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinde, bölge idare mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulması halinde istinaf başvurusunun reddine karar vereceği, hukuka uygun bulmaması halinde ise ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vereceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 5. fıkrasında; "Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir" hükmü yer almaktadır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a maddesinde, ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığının anlaşılması üzerine; bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye kesin olarak gönderilmesine karar vereceği haller düzenlenmiş olup, 6. alt bendinde (Değişik: 22/07/2020-7251/35 md.) mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması hali sayılmıştır.
    İstinaf dairelerinin hem denetim, hem de maddi vakıa incelemesi yapan mahkemeler olarak kurulmuş olması, denetim sonucu inceleme ve hukuki değerlendirme eksiklikliklerini tamamlayarak yargının gecikmeden bir karar vermesini sağlamaya yönelik olup, istinaf dairelerinin görevi, maddi olayın aydınlatılması için ilk derece mahkemelerinin yapması gereken işlemleri yapmak değildir.
    İstinaf incelemesine tabi uyuşmazlıklarda verilen kararların istinaf yoluyla incelemesinin gereği gibi yapılabilmesi, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın tüm unsurları yönünden inceleme yapılarak davanın esası hakkında bir karar verilmiş olmasına bağlıdır. İlk derece mahkemesince, dava konusu edilen işlemlerin tüm unsurları yönünden 2577 sayılı Kanunun 2. maddesine uygun olarak bir inceleme ve hukuki değerlendirme yapılmadan, dava konusu işlemde, örneğin, yetki yönünden hukuka aykırılık olmadığı halde, işlemin sebep ve konu yönlerinden incelemesi yapılmaksızın yetki yönünden iptaline karar verilmesi ya da keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak işin maddi yönden aydınlığa kavuşturulması gereken hallerde söz konusu incelemeler yapılmaksızın işin esası hakkında karar verilmesi durumunda, istinaf dairesi tarafından, ilk derece mahkemesi kararını, gerekli inceleme ve yargılama yapılmamış kısımlar yönünden de denetime tabi tutarak, uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.
    Başka bir ifadeyle, istinaf incelemesi, davaya konu edilen işlemlerin bütün unsurları yönünden yargılaması yapılmış ve hüküm kurulmuş bir kararın varlığına işaret etmekte olup, örneğin, ilk derece mahkemesince davanın yanlış nitelendirilmesi ya da, iptal gerekçesinin sadece yetki ve şekle ilişkin olduğu, belirtilen iptal gerekçesinin ise hukuka aykırı olması sebebiyle işlemin diğer unsurları yönünden incelenmemesi ve bu nedenle eksik hüküm kurulmuş olması halinde, davanın istinaf incelemesi aşamasında, belirtilen eksiklikler yönünden yeniden yargılamaya tabi tutularak işin esasının incelenmesi suretiyle doğrudan çözümlenmesi usul hükümlerine aykırılık teşkil eder. Aksi kabul, yasa koyucu tarafından benimsenen iki dereceli yargılama sistemi dışında bir yargılama usulünün benimsenmesi ve istinaf usulünün getiriliş amacının dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi istinaf usulüne tabi davalarda, kararın istinaf kanun yoluyla denetiminin yapılamamasını da beraberinde getirecektir.
    Aynı şekilde, dava konusu edilen istemlerin tamamı hakkında değerlendirme yapılmayarak eksik hüküm kurulması, davanın konusunun yanlış nitelendirilmesi, dosyanın usulüne uygun olarak tekemmül ettirilmeden karar verilmesi, heyetle karar verilmesi gerekirken tek hakimle karar verilmesi, görüşme tutanağının ve kararın aynı heyet tarafından imzalanmaması gibi usul kurallarına aykırı olarak karar verilen hallerde, ilk derece mahkemesince işin esasının gereği gibi incelenerek verilmiş bir karardan söz etmeye imkan bulunmamaktadır.
    İlk derece yargı yerlerince verilen kararın, istinaf dairelerince incelenebilmesi için mahkemesince, uyuşmazlığın konusuna ve maddi olayın özelliğine göre gerekli maddi ve hukuki inceleme yapılmak suretiyle dava konusu edilen işlemin bütün unsurlarıyla hukuka uygunluğunun denetlenmesi ve konuya ilişkin eksiksiz, denetlenebilir bir hükmün kurulmuş olması gerekmektedir.
    Aksi durum, ilk derece mahkemesince gerekli inceleme ve yargılama yapılmadan istinaf dairesi tarafından ilk derece yargılamanın yapılması, temyiz sınırının altında kalan davalarda da istinaf dairesince ilk ve son derece yargılama yapılması sonucunu doğurur ki, bu durum, istinaf dairelerini ilk derece mahkeme kararlarını inceleyen/hukuki denetimini yapan mercii olmaktan çıkararak istinaf sisteminin kuruluş amacından sapmasına yol açacağı gibi, ilk derece mahkemesinin yerine istinaf dairesinin ikame edilmesi ve istinaf kanun yolu incelemesinin yapılamaması sonucunu doğurur.
    Her ne kadar, 2577 sayılı Kanun'un yukarıda anılan düzenlemesi uyarınca, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilebilmesi belli konularla sınırlandırılmış ise de, ilk derece mahkemesince verilen karar, anılan maddede sayılan hususlara ilişkin olmasa dahi, örneğin bakılan uyuşmazlıkta olduğu gibi, kanunla getirilen hüküm nedeniyle davanın esasa yönelik bir yargılamanın yapılmadığı durumlarda, mevcut kademeli yargılama sürecine uygun olarak tarafların kanun yollarına başvurma haklarının kısıtlanmaması için, Mahkemesince, davanın esasına ilişkin olarak yeniden gerekçeli bir karar verilmesinden sonra istinaf kanun yolu sürecinin başlatılması, tarafların "adil yargılanma hakkının" korunması açısından önemlidir.
    Hukuk devletinin çağdaş standartları, (temyiz incelemesi hesaba katılmazsa) tarafların en az iki dereceli bir yargılamadan yararlanmalarını gerektirmektedir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin R (95) 5 sayılı Tavsiye Kararında, "Kural olarak alt mahkeme tarafından verilmiş olan her karar bir üst mahkemenin kontrolüne tabi kılınabilmelidir." denilmek suretiyle istinaf sisteminin uygulanmasını insan hakları ve temel hürriyetlerin korunması bakımından bütün üye ülkelere tavsiye edilmiştir. İlk derecede işin esasına girilerek usulüne uygun verilmiş bir karar olmaksızın, ikinci derece yargılama yapılamayacak olması nedeniyle, ilk derece mahkemesince eksiklikler giderilerek yeniden bir karar verilmesi istinaf sisteminin doğasına daha uygundur.
    Yukarıda belirtildiği üzere, ilk derece mahkemesince, gerek hukuki, gerekse maddi olaya ilişkin gerekli incelemeler yapılarak, istinaf incelemesine uygun nitelikte verilmiş bir kararın bulunmaması nedeniyle, belirtilen eksikliğin giderilmesi amacıyla gerekli incelemenin istinaf dairesince yapılması halinde, istinaf dairesince ilk kez karar verilmiş olacağından, şeklen iki dereceli yargılama yapılmış olmakla birlikte, gerçekte uyuşmazlığın esası tek derecede sadece istinaf dairesi tarafından karara bağlanmış ve davanın taraflarının ikinci derece yargılanma hakları fiilen ellerinden alınmış olacaktır.
    Benzer şekilde; ivedi yargılama usulüne tabi davalarda, idare mahkemelerince uyuşmazlığın esası hakkında verilen kararlara ilişkin Dairemizde görülen temyiz incelemelerinde, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığı durumlarda, mahkeme kararlarının yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak işin esası hakkında karar verilmek üzere bozulmasına karar verilerek dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesi Dairemizin yerleşik uygulamasıdır.
    Bu durumda, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesi yönündeki temyize konu İdari Dava Dairesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, anılan kararın onanması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararına katılmıyoruz.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi