21. Hukuk Dairesi 2019/2919 E. , 2020/1365 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ...1. İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A) Davacının İstemi :
Davacı vekili, davalılara ait kuyumculuk işyeri ile ilgili olarak altın pazarlama işi için gidilen ..."dan ..."a araç ile dönüş yapılırken 12/02/2015 tarihinde trafik kazası meydana geldiğini beyan ederek olayın trafik iş kazası olarak kabulünü talep ve dava etmiştir.
B) Davalıların Cevapları :
Davalı ...Kuyumculuk adıyla faaliyet gösteren Fatih Doğan ve Murat Doğan’ın vekili, davacının kaza günü aracın arka koltuğunda olduğunu, uyarılara rağmen arka koltukta emniyet kemeri takmadığını, trafik kurallarına aykırı davrandığını, kazada ağır kusurlunun 44 FL 508 plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı Mehmet Yaşar olduğunu, meydana gelen kazada müvekkilerinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, kazanın üçüncü kişinin kusuru sebebiyle gerçekleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı SGK vekili, davanın zamanaşamına uğradığını, Kurum tarafından yapılan tespitlere göre trafik kazası olayının iş kazası mahiyetinde sayılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesinin Gerekçesi ve Kararı :
Mahkemenin 07/11/2018 tarihli kararında, davanın kabulüne, davacının 12/02/2015 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesinin Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalıların istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
E) Temyiz Talepleri :
Davalı ... Kurum vekili, kurum işleminin doğru olduğunu, olayın iş kazası olarak kabul edilemeyeceğini, aleyhe kararın bozulması gerektiğini savunmuştur.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava, iş kazası olduğunun tespiti talebine ilişkindir.
11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasanın 64. maddesi ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7. maddesine eklenen 3. fıkra ile, “31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 12/10/2017 tarih ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 4/1. maddesinde de benzer bir hükme yer verilerek “31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulması zorunludur. Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan başvuruya altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.” denilmiştir.
Somut olayda, dava dilekçesinde iş kazasının ve maluliyetin tespiti ile iş kazasına bağlı gelir bağlanması için talepte bulunulduğu, Mahkeme’nin 07/11/2018 tarihli celsesinde iş kazası tespitine ilişkin istemin bu dosyada görülmesine, diğer taleplerin ise tefrik edilerek başka bir dosyada görülmesine karar verildiği, eldeki dosyada mevcut olan evraka göre yukarıda açıkalanan mevzuat kapsamında kuruma başvuru şartının gerçekleştirilip gerçekleştirmediğine ilişkin herhangi bir evrakın bulunmadığı anlaşılmakla, tefrik edilen ilgili dosyadaki evrakın celbi ve incelenmesi ile kuruma başvuru şartına ilişkin dava şartının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına, ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G) SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne, karardan bir örneğin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 02/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.