3. Hukuk Dairesi 2019/2635 E. , 2019/9368 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, davalıların murisi..."ye ait taşınmazın 12/05/2004 tarihli sözleşme ile sürücü kursu direksiyon eğitim alanı olarak kullanılmak üzere kiralandığını, sözleşmede taşınmazın sürücü kursu direksiyon eğitim alanı yapılması ve inşaat ile imalat işlerinin kiracı tarafından üstlenilmesinin kararlaştırıldığını, taşınmazın bir kısmının kamulaştırılması nedeniyle kiralananı terk etmek zorunda kaldıklarını belirterek yapmış oldukları imalat, inşaat ve diğer işlemler için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 45.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmişltir.
Davalılar, taşınmazın kira sözleşmesinin düzenlendiği tarihten önce de sürücü kursu eğitim alanı olarak kullanılmış olup davacının iddia ettiği gibi taşınmazı eğitim alanı haline getirmediğini, davacının inşa ettirdiği yapılar için kamulaştırma bedeli alınmadığını, davacının taşınmazı terk etmesinin nedeninin kamulaştırma olmadığını, taşınmazın kamulaştırılmasının kullanıma engel olmadığını beyanla davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacı ... ile kira sözleşmesinin düzenlendiği 12/05/2004 tarihinden öncesinde de sürücü eğitim alanı olarak kullanıldığının anlaşıldığı, taşınmaz üzerindeki mevcut imalatların davacı tarafından yaptırılıp yaptırılmadığının tespit edilemediği ve edilemeyeceği, dava konusu taşınmazın bir kısmının kamulaştırılması olayının ise davalıların insiyatifinde olan bir olay olmayıp, beklenilmeyen öngörülemeyen bir durum olduğu, davacının İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne hitaben yazdığı 03/06/2011 tarihli dilekçe içeriğinden, dava konusu taşınmazı kendi insiyatifi ile terk ettiği sonucuna varıldığı, davacı tarafın davaya konu olan iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılardan ... ile davalıların murisi arasında 12/05/2004 tarihinde kira sözleşmesi düzenlenmiştir. Kira sözleşmesinde, kiralananın cinsi "tarla", durumu "tarla vasfında" olarak gösterilmiş olup, sözleşmenin 1. maddesinde, söz konusu tarlanın sürücü kursu direksiyon eğitim alanı haline getirileceği kararlaştırılmıştır. Bu durumda kira sözleşmesindeki açık hüküm gereğince, kiralananın, kiracı tarafından sürücü eğitim alanı haline getirildiğinin kabulü gerekir. Ayrıca Mahkemece, davacının, kiralananı kendisinin terk etmesi nedeniyle de yaptığı masrafları talep edilemeyeceği belirtilmiş ise de kapatılan kurumun başka şubeleri bulunabileceği gibi kiralanan alt kiraya verilebileceğinden kiracının, kiralananı bizzat kullanması da gerekmemektedir. Bu nedenle kiracı, kiralananda kalan ve kiraya veren tarafından benimsenen imalatlar için sebepsiz zenginleşilen oranında ve yapıldıkları tarih itibarıyla rayiç bedeller üzerinden bedelin tazminini talep edebilir.
Mahkemece öncelikle, davacıya ispat imkanı tanınarak ve tarafların tüm delilleri değerlendirilerek davacı tarafından yapılan imalatların nelerden ibaret olduğunun sözleşme hükümleri ve kiralananın kullanım amacı da gözetilerek tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Kiralanan kısmen kamulaştırılmış olup davacı kiracının yapmış olduğu yapı ve eklentiler için kamulaştırma yapan idare tarafından mal sahibine herhangi bir bedel ödenip ödenmediği belirlenmemiştir. Bu nedenle davacı tarafından yapılan imalatlar nedeniyle idare tarafından davalılara bir ödeme yapılmış olması halinde imalat bedelinin davacı kiracıya verilmesi gerekmektedir. Kamulaştırılan kısım dışında kalan imalatlar yönünden ise faydalı ve zorunlu, sökülüp götürülmesi mümkün olmayan, davalılar tarafından benimsenen ve kalan kısım yönünde de kullanılmaya elverişli imalatların imal tarihleri itibariyle değerleri, yıpranma durumunun tespit edilmesi ayrıca bilirkişi raporunda kiralanan üzerinde yer alan sosyal tesis olarak belirtilen bina yönünden ise belirtilen hususların yanı sıra ruhsata tabi olup olmadığı, ruhsatının bulunup bulunmadığı da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Öte yandan, davaya dayanak yapılan kira sözleşmesinde ... kiracı sıfatı ile sözleşmeyi imzalamış olup davacı şirket kira sözleşmesine taraf değildir. Kiraya veren tarafından, kiralanan ile ilgili bir takım işlemler için kiracı ile birlikte davacı şirkete de vekaletname verilmiş ise de bu hususun davacı şirkete kiracı sıfatını kazandırmayacağı açıktır. Bu nedenle Mahkemece dava ehliyetleri üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.