12. Hukuk Dairesi 2018/140 E. , 2018/10704 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının murafaalı olarak yapılmasına HUMK"nin 438. ve İİK"nin 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oy birliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:
2- Şikayetçi üçüncü kişinin TMK’nun 684. maddesine göre binanın mütemmim cüzü olan kapalı alan beton zeminleri ve bahçe zemin betonları taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin memur işleminin iptalini talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği anılan kabul kararının Dairemizce onanması akabinde karar düzeltme istemi üzerine Dairemizin 2017/609 E - 2017/8999 K. sayılı ve 08.06.2017 tarihli ilamı ile bozulduğu, bozma kararından sonra mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Şikayetçi üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu şikayet niteliğinde olup, şikayetler hakkında uygulanması gereken İİK"nun 18/3. maddesine göre; "Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir..." Açıklanan yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, mahkemece, başvurunun şikayet niteliğinde olduğu gözetilerek, taraflar duruşmaya gelmeseler bile işin esasının incelenerek gereken kararın verilmesi zorunludur. Görüldüğü gibi ilke olarak aksine hüküm bulunmayan hallerde şikayetin icra mahkemesince mutlaka duruşmalı inceleme neticesinde karara bağlanması zorunluluğu bulunmamakla beraber, icra mahkemesinin takdir hakkını duruşma açmak yönünde kullandığı hallerde tarafların usulünce duruşmaya çağrılmaları gerekir.
Ne var ki, mahkemenin, bozma ilamına uyma ya da direnme konusunu karara bağlamadan önce de, bozma ilamını ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)"nun 429. maddesinin amir hükmü gereği, zorunludur.
Nitekim, bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemleri düzenleyen 1086 sayılı HUMK’nun 429/2. maddesinde, “…Mahkeme, temyiz edenden 434"ncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.” hükmü öngörülmüştür.
Bu açık hüküm karşısında mahkeme, bozma ilamını taraflara tebliğ edip; kendiliğinden tarafları duruşmaya davet etmekle yükümlüdür. Belirtilen usuli işlemler tamamlanmadan ve bozma sonrası taraf teşkili sağlanmadan, mahkemece direnme ya da uyma kararı verilmesi olanaklı değildir. (HGK"nun 16.04.2014 gün, 2013/10-1027 E., ve 2014/ 528 K. sayılı içtihadı)
Bu durumda mahkemece, Dairemizin karar düzeltme isteminin kabulüne dair bozma ilamı ve bozma sonrası duruşma günü taraflara usulünce tebliğ edilmeden, taraf teşkili sağlanmadan, duruşma açılmadan ve bozmaya uyulup uyulmaması hakkında bir ara kararı tesis edilmeden tarafların yokluğunda ve savunma hakkını kısıtlar biçimde yargılamanın yapılıp karar verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, mahkemece, taraflara duruşma gününün tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra; bozma ilamına karşı tarafların beyanları da alınıp sonuca gidilmesi gerekirken, savunma hakkını kısıtlar şekilde taraflara duruşma günü tebliğ edilmeden ve Dairemiz bozma ilamına karşı diyecekleri sorulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre şikayetçinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.