MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı temsilcilerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatif üyeliğinden 01.03.2011 tarihinde istifa ettiğini, istifasının 21.03.2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile kabul edildiğini, istifanın gerçekleştiği yıl bilançosunun 29.06.2012 tarihli genel kurul toplantısında görüşülerek karara bağlandığını, müvekkilinin, davalı kooperatife ödediği toplam aidat miktarı olan 33.000,00 TL"nin bu genel kurul toplantısından bir ay sonra muaccel olduğunu, davalı kooperatifçe ödeme yapılmaması üzerine, 33.000,00 TL aidat alacağı ile 2.278,36 TL işlemiş faiz alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında İzmir 1. İcra Müdürlüğü"nün 2013/2955 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının, icra takibine karşı haksız olarak, 29.06.2011 tarihli genel kurul toplantısında alınan erteleme kararını gerekçe göstererek itirazda bulunduğunu, davalı kooperatifçe alınmış bu erteleme kararının gerekçesi olmadığını, müvekkilini bağlamayacağını ve kooperatifin varlığının tehlikeye düşmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif temsilcileri, kooperatifin 70 üyelik kapasitesi olmasına rağmen 56 üyesinin bulunduğunu, 25.09.2009 ile 28.09.2012 tarihleri arasında onüç üyenin istifa ettiğini, davacı ve onun gibi istifa eden diğer üyelere ödeme yapılması halinde kooperatifin varlığının tehlikeye düşeceğini, bu nedenle, 29.06.2011 tarihli genel kurul kararı ile Kooperatifler Kanunu"nun 17. maddesi uyarınca üç yıl boyunca erteleme kararı alındığını, bu karar nedeniyle, üyelikten istifa eden davacının alacağının muaccel olmadığını, kooperatifin içinde bulunduğu zor duruma rağmen kooperatif tarafından davacıya takip tarihinden önce 3.000,00 TL, takip tarihinden sonra 3.000,00 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL ödeme yapıldığını, bu durumun kooperatifin iyiniyetle hareket ettiğini gösterdiğini, davacının alacağının ne kadar olduğu hususunun yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle icra inkâr tazminatı şartlarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, davalı kooperatif üyeliğinden istifa ettiği, istifasının yönetim kurulunca kabul edildiği, davalı kooperatifin, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapılacak 100 adet konuttan 70 adedinin kooperatife ait olacağının kararlaştırıldığı, konutların ortaklara teslim edilecek seviyeye geldiği, davacının toplam ödemesinin 36.000,00 TL olduğu, davalı kooperatif tarafından davacıya icra takip tarihinden önce 3.000,00 TL ödendiği, bu nedenle icra takibinde 33.000,00 TL talep edildiği, icra takip tarihinden sonra, yine 3.000,00 TL
ödeme yapıldığı, davacının istifa ettiği 2011 yılı bilançosunun 29.06.2012 tarihli genel kurul toplantısında görüşüldüğü, davacı alacağının, bir erteleme kararı alınmadığı takdirde, 29.07.2012 tarihinde muaccel olacağı, bilançoya göre payına düşen masraf hissesinin 702,00 TL olduğu, 29.06.2012 tarihli genel kurul toplantısında bir erteleme kararı alındığı, ancak, bu kararın, daha çok, ortakları ödemeye teşvik etmek için alınmış bir karar olduğu, 2011 yılında üyelikten çıkan ya da çıkarılanlara, dolayısıyla davacıya ilişkin bir karar olmadığı, bu durumda alacağın, 29.07.2012 tarihinde muaccel olduğu, aksi kabul edilse dahi, 2012 yılı itibariyle kooperatifin 70 dairesinin, 55 üyesinin bulunduğu, buna göre davalı kooperatifin satabileceği veya ortak kaydedebileceği 15 dairesinin bulunduğu, bundan elde edilecek gelir ile kooperatif borçlarını ve ayrılan üyelerin alacaklarını rahatlıkla ödeyebileceği, buna göre, davalı tarafından, icra takip tarihinden sonra yapılan ödemeler ve masraf hissesi düşüldükten sonra davacının, 29.298,00 TL aidat alacağı ve 1.805,00 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu, alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle icra inkâr tazminatı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 29.298,00 TL asıl alacak ve 1.805,00 TL işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı Kooperatif temsilcileri temyiz etmiştir.
Dava, icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davasında, davadan sonra kısmen ödeme yapılması durumunda, dava tarihi itibariyle ödenmeyen kısım yönünden, davanın kabulü ile, bu kısmi ödemelerin icra aşamasında nazara alınmasına karar verilmesi gerekir.
Dosya kapsamından, dava tarihinden sonra, davalı kooperatifçe toplam 3.000,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmış olup, mahkemece, yukarıda açıklanan ilke uyarınca, dava tarihi itibariyle borç miktarının kabulüne, kısmi ödemelerin icra aşamasında nazara alınmasına karar verilmesi gerekirken, dava tarihinden sonraki ödemeler mahsup edilerek hüküm kurulmuştur. Ne var ki, hüküm davacı tarafça, bu yönden temyiz edilmediği için bu hususta bozma kararı verilmemiştir.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı kooepratif temsilcilerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı kooperatif temsilcilerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.