3. Hukuk Dairesi 2019/1060 E. , 2019/9448 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalılar ... vd. aralarındaki tazminat davasına dair Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13/10/2015 tarihli ve 2018/97 E - 2015/498 K sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 06/11/2018 tarihli ve 2017/485 E - 2018/1126 K sayılı ilama karşı davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; Beykoz İlçesi Çavuşbaşı Köyünde bulunan 2000 m2"lik taşınmazın zilyetliğini 2004 yılında 103.000,00 TL ödeme yaparak satın ve devir aldığını, davalılardan ..." ın kendisine güven verdiğini, parayı ödemesine rağmen taşınmazı müvekkiline teslim edemediğini bu nedenle davalılara ödemiş olduğu 103.000,00 TL" den 10.000,00 TL" sini davalılara ödenme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya ödenmesini talep etmiş, 22/03/2012 tarihli dilekçesi ile talebini ıslah ederek 150.000,00 TL" nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalılar usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen duruşmaya gelmemiş ve cevap dilekçesi de vermemişlerdir.
Mahkemece, davalıların dosya içerisinde bulunan Adi Yazılı Sözleşme ile Beykoz ilçesi Çavuşbası mahallesi 2000 m2"lik 251 Ada 2 Nolu Parseli davacıya sattıkları, sattıkları taşınmazın tapulu olmadığı, taşınmazın zilyetliğini davalıya devredemedikleri, yapılan satışın geçerli olmadığı, TBK"nın 77-82 md.leri uygulanarak geçersiz sözleşme gereğince tarafların aldıklarını iade etmekle yükümlü oldukları, davacının davalı ..." a 33.000,00 TL ( 9.000,00 TL + 24.000,00 TL), davalı ..." a 56.000,00 TL ile 10.000,00 USD"nin ödediği davacının ödediği paraları faiziyle geri isteyebileceği gerekçesi ile davanın KISMEN KABULÜ İLE ; Davalı ..."a ödenen 33.000,00 TL, davalı ..."a ödenen 56.000,00 TL, davalı ..."a ödenen 10.000,00 USD"nin ( ödeme yapıldığı 28/12/2004 tarihinde dolar kurunun 1.349,00 TL olmasından hareketle 13.490,00 olarak hesaplanmıştır ) davalılara ödendiği tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş,dairemizin 06.11.2018 tarih,2017-485 esas,2018-11126 karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş,davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, davacı tarafından imzalanan ve davalı tarafça da kabul edilen harici satım sözleşmesi nedeniyle ödenilen bedelin sebepsiz zenginleşme nedeniyle istemine ilişkindir.
Davaya konu tarihli sözleşme; TMK"nın 706, BK"nın 213 (TBK"nın 237), Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Bu nedenle, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler.
Geçerli bir sebebe dayanmaksızın, bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerin eksiksiz iadesi, denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana ve enflasyon oranlarına bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve az olduğu da bilinen bir gerçektir.
Hukuken geçersiz sözleşmeler, sebepsiz zenginleşme kurulları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet ilkesi hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus, hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iade kararı verilirken, satış sedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekmektedir. Aksi halde ise kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak ve iade borçlularının iade de direnmelerine neden olacaktır.
Bununla birlikte,TMK. 6. maddesine göre "kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür".
Eldeki davada davacı,harici satım sözleşmesi sebebiyle davalı ...’a ait hesaba 56.000 TL banka havalesi ile para gönderdiği, 10.000 USD ‘yi ise bu davalıya elden ödediği iddiasıyla bu paraların istirdatını talep etmiş,mahkemece davalı ... yönünden ,bu davalıya ödenen 56.000,00 TL ve 10.000,00 USD"nin bu davalıdan tahsline karar verilmiştir. Ne var ki davalıya elden ödendiği iddia edilen, 10.000 USD yönünden ispat külfeti davacı tarafta olup, bu miktar tanıkla ispat sınırının üzerindedir ve davalı taraf tanık dinlenmesine muvafakat etmedikçe ancak yazılı delil ile ispat edilebilir. Davacının 10.000 USD’nin davalı ...’a ödediğine ilişkin yazılı belgesi bulunmadığına göre, (eldeki davanın dava tarihi 10.03.2008 tarihi olup) somut olayda tatbiki gereken usul hükümleri yönünden 1086 sayılı HUMK’a göre değerlendirme yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Davacının dava dilekçesinde ‘’sair delil’ demek suretiyle deliline dayandığı anlaşılmakla, davacıya iddiasını ispat zımnında davalı tarafa yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının sair karar düzeltme sebeplerinin reddine,ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 06.11.2018 tarih, 2017-485 Esas, 2018-11126 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, bozma nedenine göre davalı tarafın sair karar düzeltme nedenlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 27.11.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.