23. Hukuk Dairesi 2015/2343 E. , 2016/1049 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı kooperatif başkanı ... ... ve vekili Av. ... ... ile davacılar vekili Av. ... ..."un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacılar vekili, müvekkillerinin ortağı oldukları kooperatifin 06.06.2011 tarihli genel kurul toplantısında alınan bazı kararlara müvekkillerinin ret oyu vererek muhalefetlerini toplantı tutanağına yazdırdıklarını, kooperatifin sekiz pay bulunmasına rağmen ... isimli kişiyi genel kurul kararı olmaksızın yönetim kurulunca ortaklığa alınarak ortak sayısının dokuza çıkarıldığı, tüm kararların usulsüz şekilde alınan ortağın oyuyla alındığını, toplantı davetinin usulsüz olduğunu, müvekkillerinin, bilanço, gelir gider tablosu ve denetim kurulu ve yönetim kurulu raporlarının gönderilmediği gerekçesiyle, toplantının ertelenmesi talebinde bulundukları halde TTK"nın 377. maddesine aykırı şekilde toplantıya devam edildiğini ileri sürerek, genel kurulda alınan 1, 3, 4, 5, 6 ve 9 no"lu maddelerin iptaline, 11 no"lu maddesinin 1163 sayılı Kanun"un 52. maddesindeki karar nisabına aykırı olduğu gerekçesiyle hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ... Ticaret Memurluğu"nun dava konusu 06.06.2011 tarihli genel kurul kararlarını, kooperatifin dört yıl genel kurul toplantısı yapmadığı için münfesih sayıldığını, tasfiye kurulu seçimi yapılması istendiği halde dava konusu genel kurul toplantısında kooperatifin tasfiyesi hakkında karar alınmaması nedeni ile genel kurul toplantısının tescil edilmediğini, kararların yok hükmünde olduğunu, davanın konusuz kaldığını savunmuştur.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin ilk etapta 7 ortaklı olarak aile üyelerinden oluşturulan kişilerce kurulduğu, 1999 yılından 2011 yılına kadar kurucu ortaklarla faaliyetini sürdürdüğü, 2011 yılına kadar üye sayısının arttırılmasına ilişkin herhangi bir genel kurul kararı alınmadığı, sadece 08.04.2000 tarihinde yapılan 1999 yılı olağan genel kurul toplantısının 9. maddesi ile 20 adet dubleks dairenin yaptırılmasına karar verildiği, 20 adet konut yaptırılmasına karar verilmesinin üye sayısının arttırıldığı anlamına gelmeyeceği, bu açıdan üye sayısının arttırılması konusunda genel kurulca alınmış usulüne uygun bir karar bulunmadığı, bu açıdan dava konusu genel kurulun 9 ve 11. maddeleri yönünden alınan kararlarda yeterli çoğunluk bulunmaması nedeni ile bu kararların geçersiz oldukları, 1, 3, 4, 5, ve 6 no"lu kararlar yönünden verilen önceki iptal kararının bozma kapsamı dışında kaldığından davalı kooperatifin 06.06.2011 tarihli toplantısında alınan 1, 3, 4, 5 ve 6 no"lu kararların iptaline, 9 ve 11 no"lu kararların ise yoklukla malul olduklarının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 45/2. maddesi, "Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4"ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır." hükmünü; aynı Kanun"un 51/1. maddesi ise "Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıda bir fazlasına itibar olunur" hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, "Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4"ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde ikinci toplantıda nisap aranmaz." hükmünü; 2. fıkrada ise "Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır." hükmünü içermektedir.
Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK"nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır.
Öte yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, geçersiz olması (yokluk) hali, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin red oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı kooperatifin anasözleşmesinde üye sayısını sınırlayan bir hüküm bulunmadığı gibi, bu hususta bir genel kurul kararı da bulunmadığı, 17.05.2006 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyelik sayısının 10"a, üye sayısının ise 9"a yükseltildiği, 31.06.2006 tarihinde iki üyenin istifası üzerine üyelik sayısının 8"e, üye sayısının ise 7"ye düştüğü, sonrasında iki üyeliği bulunan ...ın 11.03.2011 tarihinde bir üyeliğini ..."a devri ve yönetim kurulu kararı ile devrin benimsenmesi ve yine aynı tarihli yönetim kurulu kararı ile ..."un üyeliğe kabulü ile üye ve üyelik sayısının 9"a çıktığı ve 06.06.2011 tarihli genel kurul toplantısına geçerli üyeliği bulunan toplam 9 üyenin tamamının katıldığı ve dava konusu 9 ve 11 no"lu kararların 4 red oyuna karşılık 5 kabul oyu ile yarıdan fazlasının oyçokluğuyla alındığı ve söz konusu kararlarda içerik itibariyle de yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece davaya konu genel kurulun 9 ve 11 no"lu kararlarının yoklukla malûl olmadıkları ve iptal şartlarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde 9 ve 11 no"lu kararların yok hükmünde olduğunun tespitine ilişkin verilen karar doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.