3. Hukuk Dairesi 2019/2046 E. , 2019/9453 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıya ait taşınmazın bir bölümünü 10.01.2007 tarihli köy senedi ile satın aldığını, satın aldığı yerin üzerine iki katlı ev yaptığını, binayı halen kullandığını; kullanmakta olduğu taşınmazın adına tapuya tescili için, Düzce 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/336 Esas 2013/232 Karar sayılı dava dosyası ile açtığı davanın red olunduğunu beyan ederek; taşınmaz üzerine iyi niyetle ve davalının sözüne güvenerek yapmış bulunduğu evinin ve müştemilatının, keşifte belirlenen değeri olan 53.047,00 TL"nin, 10.01.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; Davacı ile aralarında gayrimenkul alım satımı sözleşmesi değil, kullandırma amaçlı sözleşme olduğunu; davalının, davacıdan 5000 TL aldığını, sözleşme tarihinden bu yana davacı tarafın söz konusu yeri kullanmadığını, tasarruf etmemesi gereken yerlerde de tasarruf ettiğini ve haksız zenginleştiğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacıya, HMK"nın 119. Maddesine göre, dava dilekçesindeki imza eksikliğini gidermesi için 1 haftalık kesin süre verilmesine rağmen, dava dilekçesindeki imza eksikliğinin giderilmediği gerekçesi ile; HMK"nın 119/1- h ve 119/2. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 2014/11082 esas,2015/4335 karar sayılı ilamı ile “Davacıya yapılan tebligat, Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi ile Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 29. maddesi hükmüne uygun olarak yapılmadığı için geçerli bir tebligat olarak kabul edilemez.Öyle ise, mahkemece; bu hususlar dikkate alınarak, dava dilekçesindeki eksikliğin giderilmesi için, davacıya usulüne uygun tebligat yapılıp, yapılacak yargılama sonucunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediği” belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde, davaya konu sözleşme kapsamında yapılan ev ve müştemilatının bedelini ve sözleşme bedelinin iadesi talebinin, yapılan sözleşmeye göre yerin üzerindeki gayrimenkullüllerin..."ın vefatından sonra ..."a kalacağı aktedilmiş olduğu da dikkate alınmakla ölünceye kadar kullanma hakkı baki kalmak kaydıyla yapmış olduğu masrafı ve ödemiş olduğu bedeli isteyemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda vekalet ücreti, nispi tarifeye göre hesaplanır. Davanın tamamen veya kısmen kazanılması ya da reddedilmesi halinde ise, nispi vekalet ücreti kabul ya da reddedilen müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır.
Dava açılırken dava değeri 53.047 TL gösterilmiş ve bu miktar üzerinden harç yatırılmıştır. Dava reddedildiğinden davalı tarafa söz konusu miktar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci maddede açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan "Davalı duruşmalarda kendini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 12 maddesi gereğince 930 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ifadelerinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine ",Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden halen yürürlükteki AAÜT"sine göre hesap edilen 6.185.17 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa verilmesine" ifadelerinin yazılmak sureti ile hükmün düzeltilmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/11/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.