16. Hukuk Dairesi 2016/14058 E. , 2019/5262 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; Duruşma için belli edilen 17.09.2019 gün ve saatte taraflardan gelen olmadığı görülerek evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahalli bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılarak, tarafların tutundukları tapu kayıtlarının uygulanıp ortak sınırın tespit edilmesi, ortak sınır belirlenemediği takdirde kayıtlardaki miktarların dikkate alınması, taşınmazların yüzölçümleri arasında orantı kurulması ve taraflar arasında paylaştırılması suretiyle kayıtların kapsamlarının belirlenmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 409 parsel sayılı taşınmazın 22.02.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.108,33 metrekarelik bölümün tapu kaydının iptali ile davacı ... adına kayıtlı 422 sayılı parsele eklenmesi suretiyle tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılmış olması ve davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaz bölümünü kapsadığının belirlenmiş olması karşısında, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı ...’nın temyiz itirazlarına gelince; davacı ..., Ağustos 1325 tarih ve 1 sıra numaralı sicilden gelen 04.06.1976 tarih ve 17 sıra numaralı tapu kaydına, davalı ... ise T.Evvel 1324 tarih 4 ve 5 sıra numaralı sicilden gelen 24.01.1978 tarih 170 ve 171 sıra numaralı tapu kaydına ve zilyetliğe dayanmış olup mahkemece yapılan uygulama sonucunda tapu kayıtlarının oluşturulduğu tarihteki ortak sınır belirlenemediğinden taraf tapularındaki miktarlar ile taşınmazların yüzölçümleri arasında orantı kurulması suretiyle karar verildiği belirtilmiştir. İtiraz, mahkemece dayanak tapu kaydının kapsamının miktarından eksik belirlendiğine ilişkindir. Gerçekten de davacının tutunduğu tapu kaydı 22.975 metrekare olup davacı adına kayıtlı bulunan 422 sayılı parsele 13.050 metrekare olarak miktarından az, davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtları ise toplam 45.950 metrekare olup davalı adına kayıtlı 409 ile davalının kardeşi Nedim adına kayıtlı 408 sayılı parsele toplam 86.450 metrekare olarak miktarından fazla şekilde revizyon gördüğü anlaşılmaktadır. Davacının tutunduğu tapu kaydının 422 parsele, davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarının da 408 ve 409 sayılı parsellere ait olduğu dosya kapsamı ile sabit olduğuna ve kayıt uygulaması sonucu taraflar arasındaki ortak sınır belirlenemediğine göre bozma ilamında da işaret edildiği gibi uyuşmazlık, taraf tapularındaki miktar ile taşınmazların yüzölçümlerinin oranlanması ile çözüme kavuşacaktır. Bunun için davacı tarafın tapu kaydının 22.975 metrekare yüzölçümü, davalı tarafın tapu kayıtlarının ise 45.950 metrekare yüzölçümü ile kapsamları belirlendikten sonra her iki kaydın kapsamı dışında kalan taşınmaz kesiminin, tapu kayıtlarının yüzölçümleri esas alınarak orantı dahilinde taraflar adına tesciline karar verilmesi gerekir. Ne var ki; Mahkemece, tapu kayıt miktarları ile taşınmazların yüzölçümleri arasında orantı kurulmasında hataya düşülmüştür.
Hal böyle olunca mahkemece, davacı adına kayıtlı 422 sayılı parsel ile davalı adına kayıtlı 409 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün de davacının dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı, davacının talebinin de kayıt miktarı kadar olduğu göz önüne alınarak, davacının tutunduğu tapu kayıt miktarı ile revizyon gördüğü 422 sayılı parselin yüzölçümünden geriye kalan 9925 metrekarelik bölümün dava konusu 409 parsel sayılı taşınmazdan fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek harita ile ifraz edilip davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, daha az miktarda taşınmaz bölümü hakkında tescil kararı verilmiş olması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
17.09.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.