21. Hukuk Dairesi 2016/2565 E. , 2017/4508 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı işyerinde 05.10.2012 – 01.05.2014 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının davalı Kurum"a bildirilen süreler dışlandıktan sonra davalı işyerinde 01.03.2014 – 07.03.2014 tarihleri arasında 6 gün asgari ücret karşılığı çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin haklarının reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalıya ait işyerinde çay ocağına baktığını ve garsonluk yaptığını beyan eden davacı adına davalı işyerince 14.05.2013 ve 08.03.2014 tarihli işe giriş bildirgeleri düzenlendiği, dosyada mevcut hizmet cetveline göre; 14.05.2013 – 24.03.2014 ve 01.04.2014 – 30.04.2014 tarihleri arasında da davalı Kurum"a çalışma bildirildiği, davacının talep ettiği süre içerisinde kalacak şekilde 01.09.2012 – 11.10.2012 tarihleri arasında dava dışı işyerinde çalışmalarının bulunduğu, dosyada mevcut davalı işyerine ait bordrolarda ve davacının hizmet cetvelinde 2013/3. ayda 24 gün davalı işyerinden çalışma bildirildiğinin anlaşıldığı, mahkemece kabulüne karar verilen sürelerin bu süre içerisinde kaldığı, dosyada mevcut tüm bordrolarda adı olan bordro tanığı ... tarafından davacı ile birlikte bir yılın üzerinde çalıştıklarının beyan edildiği, her ne kadar raporu hükme esas alınan bilirkişi bordro tanığı....."nin beyanını esas almış ve bu tanık da; davacı ile hemen hemen aynı tarihlerde işe girdiklerini, ancak kendisinin daha önce işe başladığını beyan etmişse de; dosya kapsamından davacının kızının da davalı işverene karşı dava açtığı anlaşıldığından UYAP üzerinden yapılan incelemede, söz konusu tanığın duruşmadaki beyanında; “ davacının babası ile aynı tarihte işe başladık ” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; dosyada mevcut hizmet cetvelinde ve 2013/3. aya ait bordroda davacı adına davalı işveren tarafından 24 gün hizmet bildirildiği ve bordro tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğu göz ardı edilerek sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; dosyada mevcut bordrolarda isimleri bulunan diğer tanıkları dinlemek, her ne kadar zabıta tespit edilemediğini bildirmişse de yeniden zabıta araştırması yaptırarak ve davalı Kurum"dan sorarak komşu işyeri tanıklarını tespit ederek dinlemek, böylece davacının çalışma süresi hususundaki çelişkileri gidererek, dava dışı işyerindeki çalışma ile 2013/3. ayda bildirilen 24 günlük çalışma da dikkate alınmak sureti ile varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ile davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine ,
29.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.