16. Hukuk Dairesi 2016/12745 E. , 2019/5291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında çekişmeli taşınmaz bölümü 28.08.2014 tarihinde 565 parsel numarasıyla ve 1.027.809,79 metrekare yüzölçümü ile ihdasen Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 565 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile, harita mühendisi bilirkişisinin 24.11.2015 tarihli raporunda (A) harfi gösterilen 21.039,66 metrekare yüzölçümlü alanın ifraz edilerek tarla niteliği ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK"nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri gereğince tapusuz taşınmazın tescili istemi ile açılmış olmakla beraber, davaya konu taşınmazın yargılama sırasında ham toprak niteliği ile idari yoldan davalı Hazine adına tapuya tescil edilmesi nedeniyle davanın tapu iptal ve tescil davasına dönüştüğünün kabulü zorunludur. Çekişmeli taşınmazın idari yoldan Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle tescil davasının yasal hasmı olan Belediye"lerin davada taraf sıfatı kalmamıştır. Kural olarak hükmü temyiz yetkisinin davanın taraflarına ait olduğu ve aleyhine başka bir hüküm de kurulmadığı göz önüne alındığında, temyiz isteminde bulunan Şanlıurfa Belediye Başkanlığı"nın hükmü temyizde hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından temyiz inceleme isteminin REDDİNE, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden ..."na iadesine,
2- Davalı Hazinenin temyiz inceleme istemine gelince; Mahkemece, teknik bilirkişinin 24.11.2015 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 21.039,66 metrekarelik taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki; dava dilekçesi içeriğine göre davacının, murisi Halil Bulak terekesi adına mı yoksa kendi adına mı tescil istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılamadığı gibi, bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi belirlemenin en iyi yöntemi hava fotoğrafları olduğuna halde çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenmesi için dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları getirtilerek üzerinde uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle inceleme yapılması yerine tek hava fotoğrafı üzerinde bu
konuda uzmanlıkları bulunmayan ziraat ve jeoloji mühendisleri tarafından inceleme yapılmış, harita mühendisi bilirkişisi tarafından hava fotoğrafında taşınmazın yeri işaretlenmekle yetinilmiş ve 4721 sayılı TMK"nın 713/4.-5. maddeleri uyarınca zorunlu olan yasal ilanlar keşif tarihinden önce yaptırılmış olması nedeniyle yapılan araştırma, inceleme ve uygulama da karar vermek için yeterli bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece öncelikle davacıya çekişmeli taşınmazın ailesine ait olduğunu belirtmiş olması nedeniyle taşınmaza hangi sebeple kime ait olduğunu belirterek talebini açıklaması için usulüne uygun şekilde süre verilmesi, daha sonra verilecek cevap doğrultusunda davacının aktif dava ehliyetinin olup olmadığının belirlenmesi ve aktif dava ehliyetinin bulunduğunun anlaşılması halinde dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının tarihleri açıkça yazılmak suretiyle en az üç adedi, Harita Genel Komutanlığı"ndan getirilerek dosya arasına konulmalı; dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmaz bölümünü, komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; TMK"nın 713/4. maddesi gereğince usulüne uygun şekilde yasal ilanlar yaptırılmalı ve bundan sonra, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, çekişmeli taşınmazın yalnızca kabul edilen kısmının tapu kaydının iptaline karar verilmesi gerekirken, tapu kaydının tümden iptaline karar verilmesi ve davacı adına tesciline karar verilen (A) harfi ile gösterilen kısım dışındaki bölüm yönünden herhangi bir karar verilmeyerek infazda tereddüt yaratılması dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.