
Esas No: 2019/6216
Karar No: 2022/3356
Karar Tarihi: 24.05.2022
Danıştay 8. Daire 2019/6216 Esas 2022/3356 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2019/6216 E. , 2022/3356 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6216
Karar No : 2022/3356
TEMYİZ EDEN (DAVALI ) : … Valiliği
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından Mardin İli, … İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde geçici köy korucusu olarak görev yapmakta iken Geçici Köy Korucuları Yönetmeliğinin 17. maddesinin 1.fıkrasının (ç) bendi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin 06/05/2016 tarihli işlemin iptali istemiyle açılan davada; ... İdare Mahkemesince verilen "dava konusu işlemin iptaline" ilişkin … tarih ve E:… K:… sayılı karar uyarınca, göreve başlatılmasından sonra yürütülen disiplin soruşturması sonucu görevine son verilmesine ilişkin 05/09/2017 tarihli davalı idare işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda; ...İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile, davacının savunması alınmadan disiplin cezası ile cezalandırılamayacağı ve disiplin soruşturması kapsamında alınan ifadenin savunma yerine geçemeyeceği gerekçesiyle 06/05/2016 tarihli göreve son verme işleminin iptaline karar verildiği; davalı idarece, anılan mahkeme kararının uygulanması kapsamında, yeniden yapılan disiplin soruşturmasında, davacının usulüne uygun savunması alındıktan ve usuli eksiklikler giderildikten sonra 05/09/2017 tarihli işlemle davacının görevine son verildiği; operasyona katılmama olayının, davacı tarafından da kabul edildiği, bir anlık kafa karışıklığıyla göreve gitmediğini ancak pişman olduğunu beyan ettiği, bu durumda; operasyona katılmadığı dolayısıyla göreve gelmediği sabit olan davacının, Geçici Köy Korucuları Yönetmeliğinin 17/ç-9 maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; olayda; ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı "dava konusu işlemin iptaline" ilişkin karara yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının, Danıştay Sekizinci Dairesi'nin 11/12/2017 tarih ve E:2017/4451, K:2017/8943 sayılı kararı ile bozulması üzerine, ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile 2577 sayılı Yasanın 50. maddesi uyarınca bozma kararına uyularak anılan idare mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verildiği, bu durumda, olayın özetlenen gelişimi değerlendirildiğinde, davacının 06/05/2016 günlü Valilik oluru ile görevine son verilmesine ilişkin ilk işlemin yukarıda vurgulandığı üzere yürürlükte olduğu ve bu işleme karşı açılan davanın reddine karar verildiği, aynı eylemi nedeniyle yargı kararı üzerine yapılan soruşturma sonucunda davacının görevine son verilmesine ilişkin 05/09/2017 günlü Valilik oluru ile yeniden işlem tesis edildiği; davacının aynı eylem nedeniyle iki kez görevine son verilmesi sonucunu doğuran dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, ... İdare Mahkemesi'nce verilen "davanın reddine" ilişkin kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Bölge İdare Mahkemesi tarafından lehlerine hüküm kurulmasına rağmen yargılama gideri ve vekalet ücretinin taraflarına yükletilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı vekili tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Mardin İli, … İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde geçici köy korucusu olarak görev yapmakta iken Geçici Köy Korucuları Yönetmeliğinin 17. maddesinin 1.fıkrasının (ç) bendi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin 05/09/2017 tarihli davalı idare işleminin iptali istenilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 129. maddesinde; memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararların sonuçları" başlıklı 28. maddesinin 1 fıkrasında; 'Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.' hükmüne yer verilmiştir.
442 sayılı Köy Kanunu'nun Ek 18. maddesinde; geçici köy korucuları ile korucu başlarının; görevlendirme şekilleri, göreve alınmalarında aranacak şartlar, görevleri, uygulanacak disiplin cezaları ve görevlerine son verilmesini gerektiren haller, disiplin amirleri, yararlanacakları giyim eşyaları ile bunların şekli ve verilme zamanları, eğitim ve denetim usûl ve esasları, sicil ve izinleri, ilk müracaatlarında sahip olmaları gereken sağlık şartları, başka bir işte çalışma hakları ile bu Kanunda yer alan diğer hususlara ilişkin uygulamaların Milli Savunma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
Bu madde hükmü uyarınca 09/01/2008 tarih ve 2018/13105 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe giren Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği'nin "Disiplin Cezaları" başlıklı 17. maddesinin (ç) 'görevden çıkarma' başlıklı 1. bendinde; "(1) Bir daha geçici köy korucusu olarak görevlendirilmemek üzere; tazminat ödenmeksizin, görevlendirilmelerindeki esas ve usullere uyularak görevle olan ilişiğin kesilmesidir. Göreve son verme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:" hükmü, aynı maddenin 9. bendinde; "Kontrol, genel arama, iz sürme gibi operasyonel faaliyetlerle görevli güvenlik güçlerinin bu yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde çağırmasına rağmen göreve katılmamak, katıldıktan sonra izinsiz terk etmek," hükmü, "Disiplin cezası vermeye yetkili amirler" başlıklı 18. maddesinin 2. fıkrasının son cümlesinde; "Savunma hakkı verilmeden disiplin cezası uygulanamamaz." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının, 13/03/2016 tarihinde Mardin İli, Nusaybin İlçesinde başlatılan Atmaca-7 operasyonu kapsamında görevlendirildiği, buna ilişkin tebliğ belgesinin davacıya 06/04/2016 tarihinde sunulduğu, davacının imzadan imtina ettiği, yapılacak operasyonlarla ilgili verilen göreve gelmek istemediğine dair beyanda bulunduğu ve bu durumun 06/04/2016 tarihli tutanağa bağlandığı, aynı tarihli ve … sayılı yazı ile akşam saat 17:00'a kadar savunmasının istendiği, savunma vermeyeceğini ifade etmesi üzerine başlatılan disiplin soruşturması sonucunda Geçici Köy Korucuları Yönetmeliğinin 17/ç maddesi uyarınca davacının görevine son verildiği; göreve son verme işleminin iptali istemiyle açılan davada, ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla "davacının savunması alınmadan dava konusu işlem tesis edildiği" gerekçesiyle göreve son verme işleminin iptaline karar verildiği; Mahkeme kararı gereği yeniden yapılan disiplin soruşturmasında eksiklik giderilerek ve davacının usulüne uygun savunması alındıktan sonra, Geçici Köy Korucuları Yönetmeliğinin 17/ç maddesi uyarınca 05/09/2017 tarihli Valilik Makamı Olurlu işlemle davacının görevine son verildiği ve söz konusu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkeme kararlarının hüküm ve gerekçe fıkralarına uygun bir biçimde uygulanması, anayasal bir zorunluluk olduğu gibi, hukuk devleti ilkesinin de doğal bir sonucudur. Nitekim, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Kararların sonuçları başlıklı 28. maddesinde de idarelere mahkeme kararlarına karşı gecikmeksizin işlem veya eylem tesis etme yükümlülüğü getirilmiştir. Aynı zamanda idareler mahkeme kararlarının icaplarına göre işlem tesis ederken, kararların hüküm fıkrasıyla bağlı oldukları gibi, kararların gerekçe fıkraları ile de bağlıdırlar. Çünkü, kararların hüküm fıkraları, ancak gerekçeleri ile bir bütün olarak uygulanabilir.
Davacının görevine son verilmesine dair 06/05/2016 tarihli işleme karşı açılan davada verilen iptal kararı Dairemizce bozulmuş ve bozma kararına uyulmak suretiyle dava red ile sonuçlanmıştır. Dolayısıyla davacının görevine son verilmesine dair işlemin mevzuata uygunluğu hukuk aleminde kesinleşmiştir.
Bununla birlikte yargı kararlarını geciktirmeksizin uygulamakla yükümlü idarenin iptal kararını uygulamak üzere tesis ettiği işlemin gerek iptal kararının gerekçesi gerekse diğer unsurlar yönünden incelenmesi gerekmektedir. Ancak bu inceleme sonucu verilecek kararın davacının görevine son verilmesine dair ilk işlemi kusurlandırmayacağı ve kişinin görevine iadesi sonucunu doğurmayacağı da açıktır.
Olayda; ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davacının savunması alınmadan disiplin cezası ile cezalandırılamayacağı ve disiplin soruşturması kapsamında alınan ifadenin savunma yerine geçemeyeceği gerekçesiyle 06/05/2016 tarihli göreve son verme işleminin iptaline karar verildiği; davalı idarece, anılan mahkeme kararının uygulanması kapsamında, yeniden yapılan disiplin soruşturmasında, davacının usulüne uygun savunması alındıktan ve usuli eksiklikler giderildikten sonra 05/09/2017 tarihli işlemle davacının görevine son verildiği; operasyona katılmama olayının, davacı tarafından da kabul edildiği, bir anlık kafa karışıklığıyla göreve gitmediğini ancak pişman olduğunu beyan ettiği görülmektedir.
Bu durumda; operasyona katılmadığı dolayısıyla göreve gelmediği sabit olan davacının, Geçici Köy Korucuları Yönetmeliğinin 17/ç-9 maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının hukuka ve mevzuata uygun olduğu, Bölge İdare Mahkemesi tarafından istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerekirken İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak dava konusu işlemin iptali yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 24/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.