3. Hukuk Dairesi 2019/2162 E. , 2019/9561 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı , davalı kurumun 5732 numaralı sanayi elektrik abonesi olduğunu, davalı tarafından haksız olarak taksitlendirilmiş tahakkuk, otomatik dönem tahakkuku ve endeks esaslı olmayan ek borç tahakkuk bedelleri tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek; anılan tahakkuk türleri nedeniyle davalı kuruma toplam 27.969,95 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile; davacının davalıya 15.601,56 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2015/3581 Esas-2016/4099 Karar sayılı ve 17/03/2016 tarihli kararı ile; ".... mahkemece; öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin dava konusu tahakkuk dönem ve türleri dikkate alınarak Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve sözleşme hükümlerine göre, KDV, BTV, TRT payı gibi vergiler de dahil edilerek hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması, daha sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir...." gerekçesi ile bozulmuş , mahkemece bozma kararına uyulmuştur . Mahkemece ,dosyaya sunulan 20/02/2018 tarihli olan ve elektrik mühendisi ve iki makine mühendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporu benimsenerek hüküm oluşturulmuştur .
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya 22.506.77.- TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
"Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka, taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık, temyiz eden tarafın,önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)
Mahkemece oluşturulan ilk hükümde davacının 15.601.56 .- TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş , bu hükmü sadece davalı temyiz etmiştir. Bozmaya uyulduktan sonra verilen kararda ise; davacının davalıya 22.506.77.- TL borçlu olmadığının tespitine hükmedilmiştir. Bu hüküm ile mahkeme, hükmü temyiz eden davalının aleyhine hüküm oluşturarak davalı yararına oluşan kazanılmış hakkı ihlal etmiştir.
Mahkemenin davalı yararına kazanılmış hakkı ihlal ederek aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.