17. Hukuk Dairesi 2016/15230 E. , 2019/9788 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacıya çarpması neticesinde davacının yaralandığını ve malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik, 1.660,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 2.660,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 01.09.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 71.693,25 TL"ye yükseltmiş, 29.04.2016 tarihli bedel artırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini 104.053,51 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ...Ş. vekili; kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigortası bulunduğunu, sorumluluğun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, kazanç kaybına, tedavi giderine, geçici iş göremezlik talebine ve faize itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve ... vekili; göreve ilişkin itirazda bulunarak Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, davalı ... şirketine herhangi bir talepte bulunmadan dava açılmasının usul ve yasaya uygun olmadığını, kusuru kabul etmediklerini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat yönünden 53.289,85 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hükmedilen tazminata davalılar ... ve ... yönünden kaza tarihi olan 10/07/2012 tarihinden itibaren, davalı ... yönünden ise dava tarihi olan 24/12/2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, manevi tazminat yönünden 10.000,00 TL"nin kaza tarihi olan 10/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK."nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı
ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3.242,33 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 22/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.