21. Hukuk Dairesi 2016/4910 E. , 2017/4561 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, ölüm aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile kesilen ölüm aylığının devamına, birikmiş aylıkların ödenmesine, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının boşandığı eski eşiyle birlikte yaşamaya devam etmesi ve muvazaalı boşanmış olması sebebiyle babasından almakta olduğu yetim aylığının durdurulması ve yersiz ödeme gerekçesiyle adına borç çıkarılmasına dair kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıklarının faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hakkında verilen boşanma kararı kesinleşen davacıya ölü olan sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle başlangıç tarihi itibariyle kesilerek yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk işleminin tesis edildiği anlaşılmakta olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda istem aynen hüküm altına alınmıştır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanunun 56. maddesidir.
Somut olayda, davacı ve eşi ... 26.05.1994 tarihinde boşanmışlardır. Davacıya babası nedeniyle yetim aylığı bağlanmıştır. 26/12/2013 tarihli kontrol memuru raporunda yer alan, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayarak Kurumdan haksız menfaat temin ettiği yönündeki tespit üzerine yetim aylığı başlangıç tarihi itibariyle kesilerek, Kurumca, yapılan ödemeler borç kaydedilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
26/12/2013 tarihli Kontrol Raporunda; .... adresine gidildiği, Site çalışanı ..."e davacının durumunun sorulduğu, site çalışanının beyanında davacının eşi, kızı ve oğlu ile birlikte oturduğunu söylediği, site yöneticisi ... ile telefonda görüşüldüğü davacının eşi ve çocukları ile beraber eşi ..."na ait olan villada birlikte ikamet ettiğini ve site toplantılarına ..."nun katıldığını söylediği, davacının ise kurum denetmenlerine eşinin çocukları görmek için ara sıra eve geldiğini, eve ait fatura aboneliklerinin eşine ait olduğunu ve eşine ait özel eşyaların evde bulunduğunu, söyledikleri bildirilmiştir.
Somut olayda, duruşmada ifadesi alınan site yöneticisi ... denetim raporundaki beyanları sorulduğunda rapordaki şekilde beyanda bulunmuş da bulunmamış da olabilirim şeklinde çelişkili beyanda bulunmakla site toplantılarına ..."nun katıldığını tekrar etmiştir. Davacının ... adresindeki evin aboneliklerinin eski eşi ..."na ait olup davacı denetim raporu düzenlenme tarihinden kısa süre sonra adres değişikliği yapmış ve yeni adresinde kendi adına su aboneliği yaptırmıştır. Davacının yeni adresi ....de yapılan 26.11.2014 tarihli emniyet araştırmasında ise davacının 11 aydır kızı ile birlikte oturduğu tespit edilmiş ve bu tarihin (kızı ile birlikte Ümraniye adresinde oturmaya başladığı tarih) kontrol raporunun düzenlenmesinden hemen sonraya denk geldiği, anlaşıldığından 26/12/2013 tarihli Kontrol Raporunda tespit edilen hussular da dikkate alındığında davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.