19. Hukuk Dairesi 2016/2815 E. , 2017/6400 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı, davalı vekilince olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek. Av. ... ve davalı vek. Av...."ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili asıl ve birleşen davada, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinin teminatı olarak müvekkillerinin verdikleri çek ve bonoların alacaklı olunan tutardan fazla miktar için takibe konulduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla icra takiplerinden kısmi olarak borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini, haksız haciz ve muhafazalar nedeniyle maddi ve manevi zararın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen dosya davalısı vekili, davacıların, kullandırılan krediler nedeniyle müvekkili bankaya borçları olup, alacağın tahsili için icra takipleri yapıldığını, icra takipleri neticesinde davacıların borçları tahsil edildikten sonra bakiye para kalması durumunda bu paranın davacıların hesabına aktarılacağını, takiplere mükerrer olmama kaydının konulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davacılar vekili 07.09.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini artırarak toplam 268.932,98 TL için borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.
Davanın kısmen kabulüne dair karar, Dairemizin 02.02.2012 gün, 2011/7304 E. - 2012/1327 K. sayılı ilamı ile davacılardan ... hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm verilmemiş olması ve adıgeçen davacının ad ve soyadı ile vekilinin hükümde dahi gösterilmemiş olmasının önemli bir usul hatası olduğu gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak, iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davacılara kredilerin proje kredisi olarak ayrı ayrı kullandırıldığı ve daha sonra bu kredi hesaplarının kanuni takip hesabına aktarılarak tek hesapta toplandığı, davacıların dava tarihi itibariyle bankaya toplam borcunun 27.463,20 TL olduğu buna göre davacı ..."in toplam 164.137,71 TL, davacı ... A.Ş."nin 24.364,30 TL, davacı ...Ltd. Şti."nin 30.834,77 TL üzerinden borçlu olmadıkları, yargılama sırasında tedbir kararı verilmemesi nedeniyle yapılan ödemelerden fazla yapılan miktardan masrafların mahsubu sonucu 4.650,46 TL"nin istirdaden tahsili gerektiği, davacı ..."in dava tarihi itibariyle haklı olmadığı, davalı bankanın takiplerde haksız olmakla birlikte kötüniyetli olmadığı, sözleşmeden kaynaklanan yetkisini kullandığı, gerek kötüniyet tazminatı, gerekse kasten, bilerek ve isteyerek davacı tarafa zarar verme ve kişilik haklarını zedelemek için takip yapıldığının ispat edilemediği, bu nedenle manevi tazminat isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına hakkında hüküm tesis olunan davacı ..."in karar başlığında gösterilmemiş olmasının maddi hataya dayalı ve yerinde düzeltilebilecek olmasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdir edilen 1.480,00"er TL. duruşma vekalet ücretinin taraflardan her birinden alınarak yek diğerine ödenmesine, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 28/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.