3. Hukuk Dairesi 2018/7315 E. , 2019/9578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ... ili,... ilçesi,... köyündeki babasına ait ikamete ilişkin olarak o adreste oturduğu dönem için resmi işlemleri tamamlayarak ""..."" no"lu elektrik aboneliğini kendi adına yaptırdığını,1986 yılında Trabzon iline taşındığını,taşındığı tarihe kadarki faturaları düzenli olarak ödediğini ve borçsuz şekilde ... Köyü"ndeki adresten ayrıldığını,2006 yılında da Trabzon ilinden Ankara iline taşındığını,1986 yılından itibaren ... köyünde bulunan ilgili adresteki elektriğin davalılardan babası olan ... ile kardeşi olan ... tarafından kullanıldığını,bu abonelikten dolayı tarafına 20.220 TL borç tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek,davalılardan ..."a borçlu olmadığının ve diğer davalıların asıl borçlu olduklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ,zamanaşımı,derdestlik,kesin hüküm ve husumet itirazında bulunduklarını,esas yönünden ise,söz konusu aboneliğin 01.01.1995 tarihinde davacı tarafından yaptırılıp 29.04.2013 tarihine kadar da elektrik tüketimi yapıldığını,bu dönemlere ilişkin tüketim bedelleri ödenmediğinden icra takibi başlatıldığını,davacının ilgili ikametten 1986 tarihinde ayrıldığı kabul edilse dahi,kendi adına kayıtlı abonenin mevcut hali ile kullanımına müsaade etmesinin kendi sorumluluğunda olduğunu savunarak,davanın reddini dilemiştir.
Davalı ...,davacının babası olduğunu,dava konusu aboneliğin olduğu adreste eşi ile ikamet ettiğini,davacı ile yaklaşık olarak 20 yıl boyunca bu adreste oturduklarını,bu süre içinde gelen faturaların bedellerini ödemesi için davacıya vermesine rağmen davacının davalı ... şirketine bu fatura bedellerini ödemediğini savunarak,davanın reddini dilemiştir.
Davalı ...,cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; davalı ... Dağıtım A.Ş yönünden açılan davanın esastan reddine; davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın usulden reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava;elektrik aboneliğinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış ve Kanun"un 87. maddesi uyarınca, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olayda;dosya kapsamında yer alan dava konusu ""..."" no"lu aboneliğe ilişkin kayıtlar incelendiğinde,söz konusu aboneliğin ""mesken"" abone grubuna ilişkin olduğu anlaşılmakla,eldeki davaya Tüketici Mahkemesi Sıfatı ile bakılması gerektiği düşünülmeden genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile yargılama yapılarak hüküm tesisi yoluna gidilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK"nun 440/I maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.