Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5598
Karar No: 2021/1822
Karar Tarihi: 18.02.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/5598 Esas 2021/1822 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/5598 E.  ,  2021/1822 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 3. İş Mahkemesi

    Dava, dava dışı sigortalının davacıya ait işyerinde çalışmadığının tespiti ile Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine dair kararına karşı davacı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince idari para cezasının iptali istemi yönünden açılan davanın yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle usulden reddine, davalı Kurumun 30.05.2016 tarih ve 30 sayılı araştırma ve inceleme raporuna dayanarak kurum tarafından tahakkuk ettirilen ek prim alacağı ile ilgili kurum işleminin iptali istemi yönünden açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı, dava dışı sigortalı çalışmadığının tespiti ile aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili, davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava dışı sigortalının 08.05.2014 - 08.06.2015 tarihleri arasında davacı parti bünyesinde çalıştığının tespit edildiğini, davacıya kesilen idari para cezasının ve buna bağlı yapılan işlemlerin iptaline ilişkin davada görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    "1-Dava konusu uyuşmazlığın çözüm yeri İdari Yargı olmakla, yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine" karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    "1-Davacının istinaf başvurusunun kabulüne,
    2-İlk Derece Mahkemesi hükmünün HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
    3-Davacının davalı Kurumun 30/05/2016 tarih ve 30 sayılı araştırma ve inceleme raporu dayanak yapılarak kurum tarafından tahakkuk ettirilen idari para cezasının iptali istemi yönünden açılan davanın yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle usulden reddine,
    4-Davacının davalı Kurumun 30/05/2016 tarih ve 30 sayılı araştırma ve inceleme raporu dayanarak kurum tarafından tahakkuk ettirilen ek prim alacağı ile ilgili kurum işleminin iptali istemi yönünden açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine" karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2)Husumet konusu, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur. Eldeki gibi sigortalılık hizmetleri ve ücret tespitine ilişkin davalarda elde edilecek hükmün uygulayıcısı konumundaki davalı Kurum tarafından yerine getirilebilmesi için, husumetin doğru kimselere yöneltilerek davaya devam edilmesi gereklidir.
    Eldeki davada, 5510 sayılı Yasa"nın 86"ncı maddesi kapsamında kurumca dava dışı sigortalının davacıya ait işyerinde çalıştığının kurum denetmen raporuyla tespiti üzerine re"sen tahakkuk ettirilen prim borcuna karşı açılan eldeki davada, sigortalı çalışmaları olduğu kurumca kabul edilen bu kişinin aslen davacı yanında çalışmadığı, bu nedenle kurum denetmen raporunun iptali gerektiği iddiası ile eldeki davanın açıldığı, Bölge Adliye Mahkemesi"nce davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, verilecek karar dava dışı sigortalının da prim talep edilen dönemler bakımından hak alanını etkileyecek olup, Mahkemece adı geçen sigortalının da HMK 124. maddesi gereğince, davaya dahil edilmesi, savunma ve delillerinin toplanması ve sonrasında bir karar verilmesi gerekmektedir.
    3) Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 86’inci maddesi olup ”Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü öngörülmüştür.
    Davaya konu somut olayda; uyuşmazlık, dava dışı Yılmaz Yükselen"in davacıya ait işyerinde çalışıp çalışmadığı ve çalıştığına ilişkin kurum tespitinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece verilen kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için,bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Somut olaya dönüldüğünde, öncelikle, davadışı sigortalının da davaya katılımı sağlandıktan sonra, işin esası araştırılmalı, bunun için de tespiti yapılan kişinin öncesi ve sonrasında devam eden çalışmalarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, ayrıca bununla yetinilmeyerek, tespiti yapılan davacıya ait işyerine komşu ve yakın işyerlerindeki işveren ve bordrolu çalışanlardan dava dışı sigortalının çalışmalarını bilecek durumda olanları kolluk vasıtası ile tespit edilmeli, aynı zamanda davacıya ait işyerinin kapsamı ve kapasitesi dikkate alınarak davacı yanında başka sigortalıların çalıştırıldığının Kurumdan gelen bordrolardan anlaşılması halinde bu kişilerden de dava dışı sigortalının çalışmasını bilecek durumda olanları dinlenmeli, bu tür davalarda geçerli olan resen araştırma ilkesi de göz önünde tutularak, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Diğer taraftan, Bölge Adliye Mahkemesi"nce davalı Kurumun 30.05.2016 tarih ve 30 sayılı araştırma ve inceleme raporuna dayanarak kurum tarafından tahakkuk ettirilen ek prim alacağı ile ilgili kurum işleminin iptali istemi yönünden açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle dava reddedilmişse de; önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere davacı tarafça 01/07/2016 tarihinde davalı tarafa yapılan başvuru ile hem idari para cezasının iptali hem de 30/05/2016 tarih ve 30 sayılı rapora dayanılarak yapılan 08/05/2015-08/06/2015 tarihleri arasında çalışmaya dair işe giriş, ek aylık prim hizmet belgesi ve işten ayrılış bildirgesinin bir ay içinde verilmesinin istendiği işlemin iptalinin talep edildiği, Kurum tarafından yalnızca idari para cezasına itiraz olunduğu varsayımı ile 28/07/2016 tarih ve 53 karar sayılı komisyon kararı ile 30/05/2016 tarih ve 30 sayılı rapora istinaden verilen idari para cezasının 5510 sayılı kanunun 59. maddesi gereğince "aksi sabit oluncaya kadar muteber" belgeye (dava konusu rapora) dayanılarak verilmiş olması nedeniyle reddine karar verildiği, ortada ek prim alacağı ile ilgili bir karar bulunmadığı, yalnızca idari para cezası yönünden bir red kararı verildiği, bu red kararının davacıya 23.08.2016 tarihinde tebliğ edildiği, dava konusunun esası ile ilgili (çalışma ve prim yönünden) bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Yapılması gereken iş, 5510 sayılı Kanun"un 86. maddesi kapsamında bir idari prosedür bulunup bulunmadığının araştırılması ile varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesinden ibarettir.
    Mahkemece, yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi