Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11005
Karar No: 2017/3868
Karar Tarihi: 08.06.2017

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/11005 Esas 2017/3868 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2015/11005 E.  ,  2017/3868 K.

    "İçtihat Metni"



    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve aleyhine 29/04/2013 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalı ... tarafından kaleme alınan ve davalı şirket tarafından yayınlanan kitabın 68-69 ve 87. sayfalarında yer alan kendisi ile ilgili ifadelerin gerçek olmadığını ve kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığını ileri sürerek manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.
    Davalılar, yayınlanan kitapta davacı hakkında yer verilen ifadelerin tamamının doğru ve gerçekleri yansıttığını, dava konusu kitabın yazılmasının amacının kamuoyunu aydınlatmak olduğunu, davacının mesleği gereği sert eleştirilere de katlanması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacının, menfaat karşılığında hizmete özel gizli bilgileri sızdırdığı ve bu nedenle işten çıkarıldığına dair dosyada somut bir delil bulunmadığı, gerçekleştiği resmi bir şekilde tespit edilmemiş bir olayın gerçekmiş gibi yayınlanması nedeniyle davacının toplum içerisinde küçük düşürüldüğünden bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası"nın 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    ./..
    -2-

    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine, basın objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    başvuru no"lu kararında “İfade özgürlüğünün, demokratik bir toplumun vazgeçilmez esasını ve bu toplumun gelişiminin ve her bireyin kendini gerçekleştirmesinin temel koşulunu oluşturduğunu, 10. maddenin 2. fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla ifade özgürlüğünün sadece kabul edilen, zararsız ya da farklı olan «bilgi» ya da «düşünceler» için değil ama ayrıca hoşa gitmeyen, sarsıcı ya da rahatsız edici olanlar için de geçerli olduğunu, bunların, «demokratik toplumun» onlarsız olamayacağı çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gereği olduğunu, 10. maddede açıklandığı gibi bu özgürlüğe yapılan sınırlamaların her halde dar yorumlanması gerektiğini ve herhangi bir sınırlama gereksiniminin ikna edici bir biçimde ortaya koyulması gerektiğini,...” ifade etmektedir. Mahkeme aynı ifadeleri 69698/01 başvuru no"lu ve 16354/06 başvuru no"lu kararlarında da tekrar etmiştir.
    Somut olaya gelince; davaya konuisimli kitabın davacı ile ilgili bölümünde, davalı kendisinin bir dönem grup başkanı iken, davacının da aynı kurumda uzman yardımcılığı görevinde bulunduğunu, hizmete özel gizli belgelerin gazetesinde yayınlanması üzerine, kurum içinde yaptıkları araştırma ile bu gizli belgelerin davacının çalıştığı birimden gönderildiğinin tespit edilmesiyle işine son verildiğine dair ifadelerin yer aldığı anlaşılmaktadır.
    Davaya konu yayının ilgili bölümü bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı ..."nin dile getirdiği değerlendirme ve yorumlar anı paylaşımı niteliğindedir. Yayında, düşünsel bağlılık anlamında öz ve biçim dengesi de korunmuştur. Diğer yandan, basın ve ifade özgürlüğü, sadece olumlu ve hoşa gidenleri benimsemeyi değil, sert ve kışkırtıcı olanlara da katlanmayı gerektirir.
    Şu halde, dava konusu yayının eleştiri kapsamında kaldığı ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı kabul edilmelidir. Mahkemece, tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi