21. Hukuk Dairesi 2016/2971 E. , 2017/4619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, malulen emekliliğinin iptal edildiği tarih itibariyle devamına, ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline, ödenen Bağ-Kur primlerinin faiziyle iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının maluliyet aylığını kesen kurum işleminin iptali ile maluliyetinin tespiti, aylığının kesilme tarihinden itibaren tekrar bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının malulen emekliliğinin durdurulmasına ilişkin 28.08.2009 tarih ve 2139 sayılı işlemin yerinde olmadığının tespitine, durdurulan malulen emeklilik aylığının durdurulduğu tarihten itibaren devamına karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 15.7.2005 tarihli talebine istinaden böbrek rahatsızlığı nedeniyle 1.8.2005 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlandığı, davacının 17.7.2009 tarihli kontrol muayenesi neticesinde çalışma gücünün en az 2/3 ünü kaybetmediği belirtildiği için maluliyet aylığının 27/8/2009 tarihi itibariyle durdurulduğu, davacının 25/12/2009 tarihli dilekçesine istinaden yeniden değerlendirme neticesinde de bölge sağlık ve YSK karararı ile çalışma gücünün % 60 ını kaybetmediğinden talebinin reddedildiği, davacının itirazı üzerine kararın Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu" nun 21.5.2010 tarihli kararı ile çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği çerçevesinde çalışma gücünün % 60 ını kaybetmediğinden malul sayılamayacağına, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu" nun 20.11.2013 tarihli raporunda ise davacının 7.5.2001 tarihli sağlık kurulu raporu göz önüne alınarak hemodiyalize girdiği 7.5.2001 tarihinden böbrek nakli olduğu, 14.1.2008 tarihine kadar sosyal sağlık hizmetleri tüzüğü hükümlerine göre beden çalışma gücünün en az 2/3 ünü kaybettiği, malul sayılması gerektiği, böbrek nakli olduğu 14.1.2008 tarihinden itibaren ise 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği müvacehesinde beden çalışma gücünün en az % 60 ını kaybetmediği, malul sayılamayacağı, yine Adli Tıp Genel Kurulu" nun 13.11.2014 tarihli raporunda da, davacının 7.5.2001 tarihli sağlık kurulu raporu göz önüne alınarak hemodiyalize girdiği 7.5.2001 tarihinden böbrek nakli olduğu, 14.1.2008 tarihine kadar sosyal sağlık hizmetleri tüzüğü hükümlerine göre beden çalışma gücünün en az 2/3 ünü kaybettiği, malul sayılması gerektiği, böbrek nakli olduğu 14.1.2008 tarihinden itibaren ise 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği müvacehesinde beden çalışma gücünün en az % 60 ını kaybetmediği, malul sayılamayacağının, 3.8.2013 tarih ve 28727 sayılı resmi gazetede yayımlanan maluliyet işlemleri yönetmeliğine göre beden çalışma gücünün en az % 60 ını kaybetmiş olduğu ve maluliyet başlangıç tarihinin 7.5.2001 olduğu, sonuçlar arasındaki çelişkinin 1985-2008 ve 2013 tarihli ilgili tüzük ve yönetmeliklerin muhtevasından kaynaklandığının belirtildiği, davacının dava tarihinden sonra 2014/6. ayındaki maluliyet aylığı talebine istinaden % 60 çalışma gücü kaybı kabul edilerek 1.7.2014 tarihinden itibaren maluliyet aylığı tekrar bağlandığı anlaşılmaktadır.
Her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre değerlendirilir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren yönetmelik uyarınca yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Yönetmelik geçmişe yürümeyeceği gibi, SSYSK, ATK 3. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Genel Kurulu raporları doğrultusunda davacının çalışma gücünü %60 oranında kaybetmediği sabittir. Neticeten, davanın açıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine göre davacının % 60 oranında çalışma gücünü kaybetmediği gözardı edilerek davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.