Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2021/6131
Karar No: 2022/3172
Karar Tarihi: 23.05.2022

Danıştay 4. Daire 2021/6131 Esas 2022/3172 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2021/6131 E.  ,  2022/3172 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2021/6131
    Karar No : 2022/3172

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu ödeme emirlerinin dayanağı asıl borçlu şirket adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin, Mahkemelerinin 20/07/2020 tarihli ara kararına davalı idarece verilen cevabi yazıda, tebliğ alındısının sunulmadığı, bu durumda 213 sayılı Yasanın yukarıda aktarılan hükümleri doğrultusunda, asıl borçlu şirket adına tanzim edilen söz konusu ödeme emrinin usulüne uygun olarak ilanen tebliğ edildiğinin idarece ortaya konulamadığı gerekçesiyle iş bu ödeme emrinin şirket ortağı adına düzenlenen kısmı yönünden hukuka uyarlık görülmediği, … tarih ve … sayılı ödeme emrinin ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 102. maddesinde öngörüldüğü şekliyle asıl borçlu şirkete tebliğ edildiği, bu durumun usule uygun olduğu, ancak Mahkemelerinin 23/07/2020 tarihi ara kararına cevap olarak gönderilen yazının eki asıl borçlu şirket hakkında yapılan malvarlığı araştırmalarına ilişkin belgelerden; şirketin banka hesaplarına 30/09/2019 tarihinde elektronik haciz uygulanmakla birlikte TAKBİS ve motorlu taşıtlar sorgulamasının davacı adına dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği 04/02/2020 tarihinden sonra 14/08/2020 tarihinde yapıldığı, bu sebeple usulüne uygun malvarlığı araştırması yapıldığının somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı, şirket nezdinde kesinleştirilmeyen amme alacakları için şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yazılı olanlarca bu ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmayacağı düzenlenmiştir.
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un “Terimler” başlıklı 3. maddesinde, amme borçlusu veya borçlu teriminin, amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini ifade ettiği belirtilmiş, tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı terimi ise, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacakları şeklinde tanımlanmıştır.
    Bu çerçevede, 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi hükmüne göre kanuni temsilci sıfatıyla ilgili kişilerin takip edilebilmesi için, asıl borçlu şirket nezdinde vergi borcunun usulüne uygun bir biçimde tarh, tahakkuk ve tebliğ safhalarından geçerek kesinleştirilmesi ve amme alacağının vergi borçlusundan kısmen veya tamamen tahsil imkanının bulunmadığının somut biçimde ortaya konulması, bir başka ifadeyle, asıl borçlu hakkında 6183 sayılı Kanun ile belirlenen takip ve tahsil yollarının tüketilmesi gerekmektedir.
    Dosyanın incelenmesinden dava konusu ödeme emri içeriği amme alacaklarının, asıl borçlu şirket hakkında sahte fatura düzenleme ve komisyon geliri elde ettiğinden bahisle yapılan inceleme üzerine düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re'sen tarh edilen katma değer vergisi, kesilen vergi ziyaı cezası ile hesaplanan gecikme faizine ilişkin olduğu, amme alacağının tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin, asıl borçlu şirketin temsilcisi …'in ikametgah adresine tebliğe çıkarıldığı, 31/01/2019 tarihli tebliğ alındısına "muhatap adresine gidildiğinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre adresin kapalı olması nedeniyle tebligatı çıkaran merciye iade" şerhi düşülmek suretiyle dağıtıcı ... imzasıyla iade edildiği, aynı adrese çıkartılan 2. tebligatta, adres kapalı olduğundan kapıya tebligat pusulası yapıştırılmak suretiyle 18/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, asıl borçlu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırması sonucunda amme alacaklarının şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine davacı adına şirket ortağı sıfatıyla ödeme emri düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, 14/08/2020 ekran numaralı motorlu taşıtlar sorgulamasında şirkete ait 6 adet araç bulunduğu ancak dava konusu …, … sayılı ödeme emri içeriği amme alacaklarının 2.675.957,54 TL olduğu dikkate alındığında, asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği açık olan amme alacaklarının tahsili amacıyla davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan asıl borçlu şirkete düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrine ilişkin tebliğ alındısının Dairemizin 2021/5511 esasına kayıtlı dosya içerisinde mevcut olduğundan bu kısım hakkında da amme alacağının şirket nezdinde usulüne uygun kesinleştirilip kesinleştirilmediğinin yeniden değerlendirileceği tabiidir. Bu gerekçelerle aksi yöndeki mahkeme kararına dair istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık bulunmamıştır.


    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 23/05/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.



    (X) KARŞI OY :
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen iddialar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi