21. Hukuk Dairesi 2016/3021 E. , 2017/4633 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalı Kurum vekilleri ile ... tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının, davalı işverene ait işyerinde 01.11.1984- 31.05.1986 tarihleri arasında hizmet akdi ile çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının işe giriş bildirgesinin Kurum"a verildiği tarih olan 01.09.1985 tarihinden önceki çalışmalarının hak düşürücü süreye uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı ..." ın 2.61.21.51691.3901 sicil numaralı Işık Market-... isimli işyerinde 01.09.1985-30.05.1986 tarihleri arasında kesintisiz bir şekilde 270 gün çalıştığının, bu çalışmaların 56 günlük kısmının primlerinin ödendiğinin, primi eksik ödenmiş sürenin 214 gün olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Çalıştırılanlar, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 3. maddesinde belirtilen istisnalardan olmamak kaydıyla, 2. maddede öngörülen koşulların varlığı halinde kendiliğinden sigortalı sayılırlar.Sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağına ilişkin norm, sigortalının kayıt altına alınabilmesi ile sonuç doğurur. Bildirimsiz geçen çalışmaların tespitine ilişkin dava koşulları 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 79/10. maddesinde tanımlanmıştır. Bunlar; 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılma, yönetmelikte tespit edilen belgelerinin Kuruma verilmemiş ya da çalışmaların Kurumca saptanamamış olması ile anılan davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış olması şeklinde sıralanabilir.Sigortalı, bildirimsiz kalan çalışmalarının tespitini hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı, hizmetin geçtiği yılın sonundan itibaren beş yıl içerisinde isteyebilir. Hak düşürücü süre, bildirimsiz kalan çalışmalar yönünden öngörülmüştür.
İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vd. şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca, fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.02.2003 gün ve 2003/21-44-98; 23.06.2004 gün ve 2004/21-369-371 ve 27.02.2008 gün ve 2008/21-163-207, 18.06.2008 gün ve 2008/21-429-437 sayılı Kararlarında da bu hususlara değinilmiştir. Kesintili çalışmanın varlığı halinde ise, kesintinin öncesi ve sonrasında oluşacak her çalışma devresi için dava koşullarının varlığı yukarıda belirtilen olgular dikkate alınarak belirlenecektir.
Somut olaya bakıldığında; davalı işveren tarafından sigortalı adına 01.09.1985 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği, 1985/3. dönemde 30 gün, 1986/1. dönemde 15.03.2986 tarihine kadar 26 gün çalışmasının bildirilerek, kayda geçtiği sigorta belgelerinden görünmektedir. Kuruma bildirilmeyen, ihtilaf konusu kalan devrede aralıksız çalışma olgusunun taraf ve komşu işyeri tanıkları tarafından doğrulanmasına göre davacı adına verilen işe giriş bildirgesi ve sigortalı çalışma bildirimleri hak düşürücü süreyi keseceğinden, hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemez. Bu durumda mahkemece davanın tümden kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan ..."a yükletilmesine,
30.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.