3. Hukuk Dairesi 2019/2565 E. , 2019/9673 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen 03/12/2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı tarafından kira alacağı istemiyle hakkında takip yapıldığını, asıl borçlu kiracı yönünden sözleşmenin geçerli olmadığı, kefil olarak kendisinin de sorumluluğunun bulunmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 10/06/2014 tarihli karar ile davanın kabulü ile Bakırköy 7 İcra Müdürlüğünün 2009/12 esas sayılı takip dosyasındaki takibe konu alacaktan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, davalının temyizi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 2015/4350 Esas, 2015/5570 Karar sayılı ilamı ile sözleşmede imzası bulunan davacının imza sahibinin şahsi sorumluluğu gereğince kiracı olduğunun kabulü gerekeceği, bu nedenle davacının kiracı olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, 28/06/2016 tarihli karar ile bozma ilamına karşı önceki kararda direnilmesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalının temyizi üzerine Dairemizin 2017/811 Esas, 2017/1035 Karar sayılı ilamı ile, mahkemece hükmün gerekçesinde yeni deliller de değerlendirilerek karar verildiği, bu durumda verilen kararın direnme kararı niteliğinde olmayıp yeni bir hüküm olduğu, her ne kadar mahkeme, dava konusu taşınmazın 10/03/2007 tarihli kira sözleşmesi gereğince davalı şirket yetkilisi ...’in kızı ...’e kiralandığını, ...’in kiracı olduğunu kabul etmiş ise de adı geçen şahsın dava konusu taşınmazın kiralanmasına ilişkin 20/10/2007 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli sözleşmede kiracı yada kiralayan olarak bulunmadığı, dava dışı şahsın beyanda bulunmasının hüküm ifade etmediği, kararda belirtilen hususlara itibar edilme olanağı bulunmadığı, dava konusu taşınmazın kiralanmasına ilişkin 20/10/2007 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesinde kiraya verenin ... Dış Ticaret A.Ş. ve kiracının ... Dershaneleri A.Ş. olarak düzenlendiği, davacı ..."in sözleşmeyi kiracı şirketin temsilcisi ve kefil olarak imzaladığı, bu durumda sözleşmede imzası bulunan davacı ..."in imza sahibinin şahsi sorumluluğu gereğince kiracı olduğu kabul edilerek bozma doğrultusunda işlem yapılması gerekirken direnme kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine, İİK 72/4 maddesi uyarınca davalı lehine icra takibine konu asıl alacağın %20"sine denk gelen tazminatın hesaplanarak davalı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Mahkemece, takibe konu asıl alacağın %20"si oranında tazminatın davalı tarafa verilmesine karar verilmiş ise de dava konu takipte yabancı para cinsinden alacağın tahsili istenilmiştir. Bu durumda, takip konusu alacağın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden tazminata karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının ikinci bendinde yer alan "İİK 72/4 maddesi uyarınca davalı lehine icra takibine konu asıl alacağın %20"sine denk gelen tazminatın hesaplanarak davalı tarafa verilmesine" ibaresinin çıkartılarak yerine "İİK 72/4 maddesi uyarınca davalı lehine icra takibine konu asıl alacağın icra takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden %20"sine denk gelen tazminatın hesaplanarak davalı tarafa verilmesine" yazılmasına, hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/12/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.