3. Hukuk Dairesi 2019/3841 E. , 2019/9712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil/alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili; müvekkillerinin murisi ..."ın vefat ettiğini, geride kalan çocuklarının sağ olduğunu, eşi ..."inde vefat ettiğini; müvekkillerinin ekde sunmuş oldukları tapu kaydı ile (cilt 21, sayfa 59 14.01.1958 tarih 8 no geldisi, 24.08.1956) şarken belediye binası ve arsası, ... arsası, şimalen ... yolu, ... tarlası ile çevrili 1145. 74 m2 lik yerlerinin mevcut olduğunu, tarlanın ... Mah. ... mevkinde bulunduğunu, tapulu taşınmazın büyük kısmının yol olarak ve belediye itfaiye amirliği olarak kullanılmakta olduğunu, tespitte yol olarak gözüktüğünü; bu nedenle, müvekkillerinin halen ... Mah. 341 ada 17 ve 18 parsel ile çevrili 400 ada 1 ve 2 parsellerle çevrili yerlerinin müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
05.06.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile tescil olmadığı takdirde kamulaştırmasız el atma nedeniyle toplam değerin davalı Belediyeden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Hazine vekili, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, dava konusu 1936 tarih 24 sayılı tapu kaydının davacı tarafa ait olduğu ile taşınmazın değerinin 104.430,90 TL olduğunun tespitine; anılan bedelin davacılar ve dahili davacıların payları oranında davalıdan tahsiline, sonrasında tavzih kararı ile belirlenen bedellere dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesini yapan,Yargıtay 16. hukuk Dairesi; 31/10/2014 tarihli, 2014/19 Esas, 2014/12101 Karar sayılı ilamı ile; “keşifte görev yapan uzman fen bilirkişi Hakan Atakan 26.12.2011 tarihli raporunda davacıların dayanağı tapu kaydının kısmen 341 ada 17, 18 kısmen 400 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar ile iki ada arasında kalan yolu kapsadığını bildirmiştir. Ne var ki, mahkemece; kısmen davacıların dayanağı tapu kaydı kapsamında kaldığı belirtilen 400 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki Ziraat Bankası adına dava dilekçesi ile duruşma günü tebliğ edilmemiş, bu halde taraf koşulu sağlanmaksızın karar verilmiştir. Taraf koşulu dava şartlarından olup, mahkemece bu şart yerine getirilmedikçe davanın esasına girilerek hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, mahkemece; davacılara davalarını 400 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki Ziraat Bankası"na da yöneltmesi sağlanarak taraf koşulu sağlanmalı, dava dilekçesi ve duruşma günü adı geçen kayıt malikine yöntemince tebliğ edilmeli, varsa savunma ve delilleri incelenip toplanmalı, ayrıca karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun"un hükümleri uyarınca, taşınmazın sınırları içinde bulunduğu Kahramanmaraş İlinin "Büyükşehir" statüsünü kazanması nedeniyle ... de davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, bundan sonra tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece; bu yön göz ardı edilerek, usulünce taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olduğu gibi, davada taraf olması nedeniyle karar başlığında taraf olarak gösterilmesi zorunlu olan 341 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki ..."ın adının gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi ve adına hükmün tebliğ edilmemesi de isabetsiz olduğu” belirtilerek hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, dava konusu 1936 tarih 24 sayılı tapu kaydının davacı tarafa ait olduğu ile taşınmazın değerinin 104.430,90 TL olduğunun tespitine, anılan bedelin davacılar ve dahili davacıların payları oranında davalıdan tahsiline karar verilmiş; davalılar vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
1-Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde, dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
Somut olayda; davacı, miras yoluyla gelen hakka ve tapu kaydına dayanarak tapu kaydında sınırları tarif edilen taşınmazın ve bu arada taşınmazlar arasındaki yolun adlarına tescili, tescil olmadığı takdirde kamulaştırmasız el atma nedeniyle toplam değerin davalı Belediyeden tahsiline karar verilmesini istemiş,davasını tapu kayıt malikleri olan Hazine, ..., ..., ... Başkanlığı, ... Bankasına yöneltmiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile, dava konusu 1936 tarih 24 sayılı tapu kaydının davacı tarafa ait olduğu ile taşınmazın değerinin 104.430,90 TL olduğunun tespiti, anılan bedelin davacılar ve dahili davacıların payları oranında davalıdan tahsiline karar verilmiş; ancak tespit edilen taşınmaz bedelinin hangi davalıdan ne miktarda tahsiline karar verileceği hükümde belirtilmemiştir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde tespit edilen taşınmaz bedelinin ne kadarının hangi davalıdan tahsil edileceği, davalıların sorumlulukları açık olarak yazılmalıdır. Mahkemece, bu hususta yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerince temyiz olunan kararın HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi