
Esas No: 2022/72
Karar No: 2022/1815
Karar Tarihi: 18.05.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/72 Esas 2022/1815 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Danıştay Beşinci Dairesi, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğunu belirleyerek meslekten çıkarılmasına karar verdiği dava konusunda yapılan temyiz başvurusunu reddetti. Davacı itirazında adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi, hakimlik teminatı, savunma hakkı, suç ve cezaların şahsiliği ilkeleri gibi temel hakların ihlal edildiğini iddia etti. Ancak Danıştay Kurulu, kararın usul ve hukuka uygun olduğunu ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddiaların bozulmayı gerektirecek nitelikte olmadığını belirterek davacının temyiz istemini reddetti ve Beşinci Dairesi'nin kararını onadı.
İlgili Kanun Maddeleri:
- 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi
- Anayasa'nın özel hayatın gizliliği, düşünce ve kanaat hürriyeti, ifade özgürlüğü, ayrımcılık yasağı, mülkiyet hakkı, suç ve cezaların şahsiliği ilgili maddeleri
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma, masumiyet karinesi,
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/72
Karar No : 2022/1815
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av….
KARŞI TARAF (DAVALI) :… Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 28/04/2021 tarih ve E:2016/44620, K:2021/1301 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile irtibat ve iltisakının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 28/04/2021 tarih ve E:2016/44620, K:2021/1301 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddiaları yerinde görülmeyerek,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, üniversite, hakim/savcı sınavlarına hazırlık ve hakim adaylığı döneminde örgüt evlerinde kaldığına ve diğer hususlara yönelik yukarıda yer verilen ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Digital materyal yönünden, davacının cep telefonunda FETÖ/PDY silahlı terör örgütünce kullanılan haberleşme programına ilişkin kalıntıların bulunması hususu, davacı hakkındaki diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu,
Hts kayıtları yönünden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan haklarında soruşturma yürütülen şahıslar ile görüşmeleri içerir HTS kayıtlarının davacı hakkındaki diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu,
Masak raporu yönünden, davacının haklarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği suçundan soruşturma yürütülen kişilerle arasında para transferi bulunduğu tespitinin, davacı hakkındaki diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Davacı tarafından, Daire kararının adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi, hakimlik teminatı, savunma hakkı verilmesi, silahların eşitliği, ölçülülük, gerekçeli karar hakkı, suç ve cezaların şahsiliği ilkeleri gibi temel haklara aykırılık teşkil ettiği, HSK tarafından hakkında başlatılan sürecin en baştan hukuka aykırı bir şekilde başlatıldığı, görevden uzaklaştırma tedbiri uygulanırken hiçbir somut delilin bulunmadığı, ihraç kararı sürecinin hiçbir aşamasında savunmasının alınmadığı, bu sebeple savunma hakkının ihlal edildiği, binlerce hakim hakkında nasıl yapıldığı belli olmayan ve adil yargılanma ilkesinin sunduğu hiçbir güvenceyle ilişkisi olmayacak şekilde meslekten çıkarma kararlarının verildiği, suçta ve cezada yasallık ilkesinin, özel hayat ve aile hayatına saygı hakkının, ifade hürriyetinin, ayrımcılık yasağının, mülkiyet hakkının, AİHS 6, 10, 14, 15, 17 ve 18. maddelerinin de ihlal edildiği, tanıkların ifadelerinin asılsız olduğu, ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği, savunma süresinde verilmediğinden vekalet ücreti yönünden de kararın bozulması gerektiği, ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a)Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b)Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 28/04/2021 tarih ve E:2016/44620, K:2021/1301 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 18/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.