3. Hukuk Dairesi 2019/2218 E. , 2019/9724 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirketin tarımsal sulama abonesi olduğunu ancak tesisten sulama yapmayıp arazisini DSİ sulama kanallarından suladığını, söz konusu tesisten sadece oturduğu meskenin elektrik ihtiyacını karşıladığını, tahakkuk edilen bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek kaçak kullanım bedeli olarak tahakkuk ettirilen 19.463,69 TL borcunun olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının kaçak elektrik kullandığının sabit olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacının, davalı şirket tarafından ... tesisat numaralı aboneye 21.07.2014 tarih ve 07757 sayılı kaçak elektrik tespit tutanağı ile tahakkuk ettirdiği 19.463,70.TL"lik borç nedeniyle 29,08 TL kaçak tahakkuk ve 1.327,72 TL ek tahakkuk bedeli olmak üzere toplam 1.356,80.TL borçlu olduğunun, 18.135,98 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiş, kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 08.05.2018 tarihli 2016/17259 Esas, 2018/4823 Karar sayılı ilamı ile"...Somut olaya gelince, dava konusu borcun 21.07.2014 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı uyarınca tahakkuk ettirildiği, bilirkişi tarafından Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından hazırlanan ve 08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren "Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği" hükümleri esas alınarak hesaplamanın yapıldığı, mahkemece de benimsenen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Ancak her ne kadar kaçak tespit tutanağı Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin yürürlüğe girdiği 08.05.2014 tarihinden sonraki dönemde (21.07.2014 tarihinde) düzenlenmiş ise de 16.03.2014 tarihli sayaç değiştirme tutanağından anlaşılacağı üzere kaçak kullanımın sayaç değişim tarihinden önceki dönemde; yani Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinden önce gerçekleştiğinde kuşku yoktur. Bu durumda dava konusu kaçak elektrik bedelinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan ve kaçak kullanımın gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte olan "Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar" hakkında 29.12.2005 günlü 622 sayılı karar hükümleri dikkate alınarak hesaplanması gerekmektedir. Bilirkişi raporu bu yönü ile yönetmeliğe uygun değildir. Yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm verilemez.
Hal böyle olunca, mahkemece dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi heyetine verilerek, kaçak tahakkuku nedeniyle belirlenmesi gereken bedelin "Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karara göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir." gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, bozma ilamı doğrultusunda kaçak tahakkuku nedeniyle belirlenmesi gereken bedelin "Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karara göre hesaplanması yönünde alınan rapor doğrultusunda davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davacının davalıya 21/07/2014 Tarih, F-07757 Sayılı Kaçak/Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağından dolayı 17.396,60 TL borcu olmadığının, 2.067,99 TL borcu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda mahkemece, her ne kadar Dairemiz bozma kararına fiilen uyulmuş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.)
Dava konusu tahakkuk döneminde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği 13.maddesine göre; “a) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi” kaçak elektrik kullanmak olarak belirtilmiştir.
EPDK tarafından alınan 29/12/2005 tarih ve 622 sayılı kararında; “C) Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde; "Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı;
1)Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
a) Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, (Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.)
b) Doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa;
1) Meskenlerde, bağlantı gücü ve ortalama aylık çalışma saatine göre (buradaki bağlantı gücü, proje varsa projesinde belirtilen gücün kullanma faktörü olan 0,60’ı, projesi yok ise, basit yapılarda 3 (üç) kW, diğerlerinde 5 (beş) kW’ın altında olmamak üzere) yöresel özellikler ve benzer yapılar göz önüne alınarak,
2)Müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve ortalama aylık çalışma saatine göre,
3) Meskenler ve müstakil trafolular hariç olmak üzere diğer abone gruplarında, tespit edilen kurulu gücün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve bu değer 3 kW’ın altında olmamak üzere ortalama aylık çalışma saatlerine göre, hesaplanır." hükmü yer almaktadır.
Mahkemece, hükme esas alınan raporda; yapılan hesaplamada; kaçak işlemi sonrası 16.03.2014-19.07.2014 tarihleri arasındaki dönemde yapılan örnek tüketim kayıtları esas alındığı, 622 sayılı kurul kararının “Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde açıklanan yönteme uygun hesaplama yapılmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; dosya kapsamında kaçak kullanıma ilişkin birden fazla davalı kurum tahakkuk dökümü olduğu da göz önünde bulundurularak, davalıdan dava konusu kaçak kullanıma ilişkin kaçak ve kaçak ek tahakkuk bilgileri temin edildikten sonra, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin, tutanağın düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik ve 622 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre hesaplanması hususunda taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bozma gerekleri yerine getirilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nın 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.